CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin küme toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik sert tenkitlerde bulundu. İsrail ile Hamas güçleri ortasında çatışmaların patlak vermesinin akabinde ABD’nin Doğu Akdeniz’e uçak gemilerini göndermesine atıfta bulunan Kılıçdaroğlu, “Erdoğan bağırıyor; ‘Ne işin var burada?’ Artık biz de sormaz mıyız? ‘Senin damadının ABD savaş gemisinde ne işi var?’ İkili oynamayacaksınız. Damadına, yakınlarına bakacaksın, neyi nasıl yaptığına da bakacaksın” sözlerini kullandı.

“ADALETİN OLMADIĞINI BİLİYORUZ”

Kılıçdaroğlu, geçen haftaki konuşmasında İstanbul’da bir Cumhuriyet Başsavcısınının Ankara’ya yazdığı dilekçeyi gündeme getirdiğini söyleyerek, “Ve ‘Yargı içinde çeteler oluştu’ demiştim onun dilekçesinden. Devletin geleneğinde 100 yıllık bir Türkiye Cumhuriyeti tarihinde, bir başsavcı Ankara’ya bir dilekçe yazıp ‘yargının içinde çeteler oluştu’ dememiştir. Lakin şayet bu noktaya gelmiş ve bir savcı ‘yargının içinde çeteler oluştu’ diyorsa, bıçak kemiğe dayandı demektir. Yani devletin temelinin sarsıldığını artık hepimiz kabul etmeliyiz. Bunu dillendirdim. Mektubun can alıcı noktalarını okudum. Gerisinden habere erişim mahzuru getirdiler ‘kimse duymasın’ diye. Şu anda gidin sokağa, ister Hakkari’ye ister Trabzon’a, ister Kırklareli’ne gidin, Kırıkkale’ye gidin, vicdanlı her bir vatandaşa sorun; ‘Türkiye’de adalet var mı?’, ‘Türkiye’de mahkemeler adalet dağıtıyor mu? diye. Hepsi ‘hayır adalet yoktur’ diyecek. Adaletin olmadığını biliyoruz. Yürekli bir savcının bunu dillendirmesi bizim tarihimiz açısından da çok değerlidir. Bu dilekçe, ileride yargı tarihini yazacaklar için de kıymetli bir doküman olarak önümüzde duruyor. Hatta o denli ki yeni oluşan çetelerin FETÖ’nün çetelerine rahmet okutacak seviyeye geldiğini de dilekçesinde yazmak durumunda kaldı” dedi.

“DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI SIRADAN BAKANLIK DEĞİLDİR”

Kılıçdaroğlu, bütün dünyanın gözünün önünde Filistin’de günahsız çocukların katledildiğini, bayanların öldürüldüğünü, yaşlıların öldürüldüğünü belirterek, “Hastane bombalanır mı? Bir insanın gözü dönmüşse, kendi koltuğuna düşkünse onlar masraflar hastaneyi de bombalarlar. Bunun dünyanın gözü önünde yapılması 21’inci yüzyıl için en büyük ayıplardan birisidir. Bayanlar, çocuklar öldürülecek ve kimsenin sesi çıkmayacak. Geçmişte Türkiye Orta Doğu’nun en inanç veren ülkesiydi. Cumhuriyeti kurmuştuk, mazlum ülkeler de kurdular. İnsan haklarında değerli adımlar attık. Türkiye itimat veren bir ülke olmaktan çıktı. Meğer pek çok memleketler arası kuruluş Türkiye’nin kapısını çalardı ‘gelin sorunu çözün’ diye. Bizimkiler bağırıyor ‘ara bulucu olalım mı?’ diye. Kimse bu sesi duymuyor. Türkiye dış siyasette itimat veren ülke olmaktan çıktı. Dış siyasetin ulusal olması lazım. Şayet dış politikayı iç siyasetten ayırmazsanız inanç kaybına uğrarsınız. Türkiye geçmişte sıkıntıları çözmeye davet edilirdi. Bizimkilerin orta buluculuk davetini kimse dinlemiyor. Kelamı dinlenen bir ülkeden bu hale geldik. Artık orta buluculuk misyonunu Katar’a verdiler. O denli bir lisan kullanıyoruz ki kelamın nereye gittiğini hesaplamıyoruz, birilerini kırıyoruz” tabirlerini kullandı.

“DAMADININ ORADA NE İŞİ VAR?”

Kılıçdaroğlu, Amerika’nın 2 uçak gemisi gönderdiğini anımsatarak, “Erdoğan bağırıyor; ‘ne işin var burada?’ Artık biz de sormaz mıyız? ‘Senin damadının ABD savaş gemisinde ne işi var?’ İkili oynamayacaksınız. Damadına, yakınlarına bakacaksın, neyi nasıl yaptığına da bakacaksın. Dışişleri Bakanlığı sıradan bakanlık değildir, Türkiye’nin dış siyasetini belirler. ‘Bu can bu vücutta kaldıkça bu papazı teslim etmem’ diyordu, tıpış tıpış teslim ettin. Sana kim güvenecek? Dış siyasette inanç kaybı çok temel bir kayıptır. Mavi Marmara’da milleti kışkırtacaksınız, gerisinden ‘bana mı sordun giderken’ diyeceksiniz. Rüşvet alandan büyükelçi yaparsanız Türkiye’nin dış siyaseti inanç vermez. Bunu elli sefer söyledim. Rüşvet aldığı bilinen, herkesin bildiği, yabancıların da bildiği bir adamı Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil etmek için büyükelçi olarak atarsanız, o ülke diyecek ki ‘Türkiye mi, asla inanç olmaz bunlara.’ İtimadı temelden sarsıyoruz” diye konuştu.

Baykar İdare Konseyi Lideri Selçuk Bayraktar, geçtiğimiz aylarda davet üzerine ABD donanmasına ilişkin uçak gemisinde incelemelerde bulunmuştu

“100’NCÜ YILI COŞKUYLA KUTLAYACAĞIZ”

Kılıçdaroğlu, Cumhuriyetin 100’üncü yılını büyük bir coşkuyla kutlamak gerektiğini belirterek, “Toplumun her kesiti bu hassaslığı paylaşmalı çiftçisinden barosuna, sanatkarına kadar. Sevincimizi paylaşmalıyız. ‘100 yıl evvel kurduk, 2’nci yüzyılımıza adım atıyoruz’ demeliyiz. Başta Mustafa Kemal Atatürk ve bu yolda şehit olanlara Allah’tan rahmet diliyoruz. Onlar Türkiye’yi var eden insanlardır. Dışişleri Bakanlığı’nın bulunduğu fecaatı anlattım; ‘Filistin’de çocuklar ölüyor, şenliği erteleyelim’ diyorlar. Bunlar şenlikten ne anlıyorlar? Şenlik demek Anıtkabir’e gitmek demek, merasimler düzenleyip kutlamak, anmak demek. Büyükelçi Cumhuriyeti kutlamayı ertelemiş; ancak kendisi gitmiş düğüne. Fotoğrafa baktım, bu elçi olamaz. İki eli önünde süt dökmüş kedi üzere duruyor. ‘Vallahi bu büyükelçi olamaz’ dedim. Telefon ettim ‘bu kim’ diye. Türkiye’de dışişleri bakanlığını bu hale getirirseniz saygınlığımıza gölge düşürmüş olursunuz. Cumhuriyeti demokrasiyle taçlandıracağız. Cumhuriyet bizim cumhuriyetimiz, bu cumhuriyeti birlikte kutlayacağız” dedi.