Yunanistan Ligi gruplarından Panathinaikos’un başına geçerek hem Türk hem de dünya basınında ses getiren teknik yönetici Fatih Terim, ekibinin şampiyonluk talihini yitirmesiyle birlikte vazifesinden ayrılmıştı.

Tecrübeli çalıştırıcının vedasının akabinde müellifimiz Yorgo Kırbaki, yaşananların perde gerisini anlattı.

İşte Terim’in Panathinaikos devri ve ayrılığında olanlar:

Bu gerçeğin son örneği Fatih Terim… Deneyimli teknik adam, Panathinaikos Başkanı Giannis Alafuzos ile nasıl anlaştığını, “Görüşmemiz o denli uzun uzun sürmedi. Elektriğimiz tuttu. Maksatlarını anlattı ve son derece nazik davrandı. Ne istediğini biliyor. Ben de çok fazla düşünmeden kabul ettim” diye anlatmıştı. Terim bu teklifi kabul ederken Yunanistan’daki futbol realitesini, ekiplerin tarihini, yapısını, taraftarını biliyor muydu, doğrusu önemli kuşkularım var…

1- PANATHINAIKOS ASLA BİR GALATASARAY DEĞİL

Öncelikle şunu belirtmekte fayda var; Yunan futbolu, Terim’in daha evvel çalıştığı Türkiye ve İtalya’ya benzemiyor. Daha doğrusu; Panathinaikos asla bir Galatasaray değil. Toplulukları kıyasladığımızda farklılıklar çok fazla. Örnek mi? Panathinaikos’un stadı, resmi 16 bin 300, uygulamada ise 12-13 bin kişilik, 1922 yılında inşa edilmiş Apostolos Nikolaidis. Ne kadar onarsanız da, süsleseniz de asla RAMS Park’nın yanından bile geçmiyor. Hatta eski Ali Sami Yen Stadı bile değil. Yeni stat için 10 yıldır konuşuluyor lakin daha tek çivi bile çakılmadı.

2- ELİNDEKİ TAKIMIN ÇOK ÜSTÜNDE BİR TEKNİK ADAM

Elbette dünyanın en düzgün spor muhabiri bile, bir grubu hocası kadar tanıyamaz. Lakin, Terim’in çalıştırdığı Panathinaikos’un maçın mukadderatını değiştirebilecek, başkan rolünü üstlenebilecek, fark yaratabilecek oyunculara sahip olmadığı kanısındayım. Trabzonspor’da son periyotta gözden düşmek üzere olan Anastasios Bakasetas’ın gruba ‘kurtarıcı’ olarak gelmesi ya da Fenerbahçeli Samet Akaydın’ın ‘savunmada duvar’ diye transfer edilmesi bilmem kâfi mi? Fatih Terim, Panathinaikos’ta elindeki takım kalitesinin çok üstünde bir teknik yöneticiydi. Ne taktiğini ne de risklerini gerçekleştirebilecek takıma sahip değildi.

3- FUTBOL İLE BASKETBOLUN İŞVERENLERİ ARBEDELİ

Bir diğer soru… Terim, Panathinaikos Kulübü’nün teklifini kabul ederken, futbol şubesinin işvereni Alafuzos ile antrenörlüğünü Ergin Ataman’ın yaptığı basketbol grubunun işvereni Dimitris Giannakopulos ortasındaki süregelen hengameden haberdar mıydı? İstifası için son yıllarda Alafuzos’a yapılan baskıları biliyor muydu?

4- YUNAN TARAFTARLAR ÇOK DAHA SABIRSIZDIR

Dahası mı? Çok lakin çok sabırsızdır Yunan taraftar. Birkaç başarısız sonuç ile her şey değişir. Lider olsun, teknik yönetici olsun, futbolcu olsun evvel yuhalamaya başlar, çok geçmeden küfürler de gelir. Türk taraftar daha sabırlıdır. Daha disiplinlidir. Daha anlayışlıdır.

5- YUNAN SPOR MEDYASI TARAFSIZ DEĞİLDİR

Spor medyasına gelince… Objektif, tarafsız değildir asla. Sözgelimi, Panathinaikos’u destekleyen bir gazetede, ezeli rakip Olymipakos’un yalnızca mağlubiyeti birinci sayfada yer alır. Hatta Panathinaikos yanlısı gazeteler bile 2’ye ayrılabilir. Alafuzos yanlıları ve zıtları.

6- MİSYONA BAŞLADIĞINDA TOPLULUK İKİYE BÖLÜNMÜŞTÜ

Fatih Terim geldiğinde topluluk ikiye bölünmüştü. Bir yandan, ekibi 2,5 yıl çalıştıran, taraftarın sevdiği sessiz-sedasız Sırp hoca İvan Jovanevic’in işine son verilmesini yanlışlı sayanlar, hatta nankörlük sayanlar. Başka yandan ise Terim ile her şeyin değişeceğine ve daha hoş olacağına inananlar. İkinci görüşü savunanlar kaybetti. Hem de yalnızca 5 ay içinde.