Kanal 7 Genel Yayın Direktörü Dr. Zahid Akman’ın da ortalarında bulunduğu Medya temsilcileriyle bir ortaya gelerek, istişarelerde bulunan Ersoy, açılışta yaptığı konuşmada, dal temsilcileriyle bir ortaya gelmeye her vakit ehemmiyet verdiğini belirterek, “Paydaşlarımızın fikirleri bizim aldığımız kararların en temel referansını oluşturmakta. Kültür, sanat ve medya üzere özel alanlar sonuç prestijiyle aktörlerin üretimleriyle var olabilmekte. Bu açıdan dal içindeki şahıslar olarak, sizlerin yapacağı değerlendirmeleri çok önemsediğimi belirtmek istiyorum.” dedi.

Bakan Ersoy, dünyanın büyük güçleri ortasındaki rekabetin medya ve kültür araçları üzerinden olduğuna işaret ederek, şunları aktardı:

Ayrıca klasik medyada geliştirilen telaffuzların yeni medya araçlarıyla süratli bir formda yaygınlaştırılması da sorunu çok daha derinleştiren bir tesir yapabilmektedir. Takdir edersiniz ki, bu türlü bir tablo karşısında, milletlerarası manipülasyonlara, siyasi ve ekonomik yönlendirmelere, toplumların diledikleri üzere koşullandırılmasına, bireylerin özgürlük alanlarının ihlal edilmesine karşı bizler seyirci kalamayız. Bu bombardıman karşısında, ülkemizi, insanımızı ve medyamızı korumak ve güçlendirmek öncelikli vazifemiz olmalı. Medyatik manipülasyonlara karşı toplumsal ve kişisel bağışıklık sistemimizi güçlendirmek ismine tedbirler almak mecburiyetindeyiz.”

– “TÜRKİYE YÜZYILI DERKEN YALNIZCA SİYASİ VE EKONOMİK MAKSATLARDAN BAHSETMİYORUZ”

Cumhuriyet’in 2. yüzyılının “Türkiye Yüzyılı” olması için gayeler belirlediklerini ve devlet olarak vatandaşları memleketler arası komploların bahtına terk etmeyeceklerini vurgulayan Ersoy, “Eğer biz bu ikinci yüzyılın Türkiye Yüzyılı olmasını hakikaten istiyorsak işte tam bu noktada ülkesini, insanını seven herkesin üzerine düşen bir misyon olduğunu unutmamalıyız. Biz Türkiye Yüzyılı derken yalnızca siyasi ve ekonomik gayelerden bahsetmiyoruz. Türkiye Yüzyılı gayelerinde siyasi, ekonomik, teknolojik ve savunma sanayi manasında atılan adımlar elbette çok lakin çok kıymetlidir. Lakin bunların yanında artık global bir güç haline gelen farklı alanlarda da yapılması gerekenler kelam bahsidir.” değerlendirmesini yaptı.

Mehmet Nuri Ersoy, Türkiye Yüzyılı maksatları içerisinde Türk medyasının, kültür ve sanat dünyasının da kapasitesini arttırarak global bir güce kavuşması için adımlar atacaklarına dikkati çekerek, şöyle konuştu:

“Öncelikli olarak her türlü memleketler arası manipülasyonlara karşı ülkemizi ve medyamızı korumalıyız. Toplumsal yapımıza ziyan verecek tesirlere karşı dikkatli olmak durumundayız. Biz Türk medyasının dünyanın en muteber medyalarından biri olmasını istiyoruz. Faal, güçlü, objektif Türk medyasının kendi çocuklarımızı, aile yapımızı, toplumsal kıymetlerimizi muhafazası gerektiğine inanıyoruz. Memleketler arası güçlerin oyuncağı haline gelen terör kümeleri medyamızı yönlendirmesin istiyoruz. Bu farkındalığın yanında bir öbür amacımızsa Türk medya ve kültür sanayisinin global pahasını arttırmaktır.”

– “YABANCI ÜLKELERDE İNSANLARIN TÜRKÇE ÖĞRENMESİNİN BİRİNCİ NEDENİ TÜRK DİZİLERİ”

ABD’den sonra en çok dizi ihraç eden ülkenin Türkiye olduğunun altını çizen Ersoy, “Dünyanın 173 ülkesinde Türk dizileri izleniyor. Bu hususta Bakanlık olarak da çok önemli çalışmalar gerçekleştirdik. Ülkemizin tanıtımına büyük bir değer verdik. Kurduğumuz ajans sayesinde 200’den fazla ülkede Türkiye’nin ve Türk kültürünün tanıtımını gerçekleştirdik. Bu sayede Türk dizilerine olan ilgi sonucunda bugün dünyanın dört bir yanında lisanımıza ve kültürümüze ait ağır bir ilgi görülmekte. Kısa bir müddet evvel tekrar RTÜK ve Yunus Emre Enstitümüz tarafından memleketler arası alanda yapılan bir araştırma, yabancı ülkelerde insanların Türkçe öğrenmesinin birinci nedeninin Türk dizileri olduğunu ortaya koydu.” dedi.

Mehmet Nuri Ersoy, medya ve kültür dünyası temsilcileriyle iş birliğini arttırmayı hedeflediklerinin altını çizerek, “Bu hususta Cumhurbaşkanımız da her ortamda Türk üretim şirketlerinin milletlerarası arenaya dahil olması gerektiğini belirtiyor. Bu açıdan biz üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Unutmamalıyız ki, Türkiye Yüzyılı’nda her alanda kendini yetiştirmiş, okuyan, anlayan ve dışardan gelen dayatmalara karşı sorgulayan, yaşadığı çağa pahalar üreten kuşaklar lakin bu farkındalık sayesinde yetişebilir” değerlendirmesinde bulundu.

– “TOPLUMSAL VE KÜLTÜREL KIYMETLERİMİZİ HİÇE SAYAN YAYINLARA GÖZ YUMAMAYIZ”

RTÜK Lideri Ebubekir Şahin ise yaptıkları iş ve süreçlerde yalnızca bir kişinin tahakkümü yahut verdiği kararla hareket eden bir kurum olmadıklarının altını çizdi.

Anayasa gereği konseyde tüm siyasi partilerden temsilcilerin yer aldığını lisana getiren Şahin, şu bilgileri verdi: