KAĞITHANE İtfaiye Komuta Merkezi’nde vazifeli 3 çalışanın, 2021 yılında İBB’ye ilişkin afet kameralarını kullanarak otel ve konutları görüntüledikleri argümanıyla dava açıldı. Çalışanlar özel hayata ait imaj izlemediklerini öne sürdü. Sanıkların, ‘Görevi berbata kullanmak’ cürmünden 6 aydan 3,5 yıla kadar değişen mahpusla cezalandırılmaları isteniyor.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı tarafından kamuya açık alanlarda kullanılmakta olan kameraların, Kağıthane İtfaiye Komuta Merkezinde vazifeli 3 kuşkulu tarafından ‘görevin verdiği yetki berbata kullanılarak’ kamunun ve bireylerin mağduriyetine neden olunduğu tezi edildi. Bunun üzerine İstanbul Valiliği Yönetim Kontrol Müdürlüğü ön inceleme yaptı. Müfettişlerin incelediği manzaralarda, Mayıs- Haziran-Ağustos ve Eylül 2021 tarihlerinde afet kamerasının Taksim Odakule’de ve Ataşehir’de emeli dışında kullanılarak otel ve binaların ışığı yanan pencerelerinden içerideki insanlara yakın çekim yapıldığı tespit edildi. Kameranın bilgisayardan operatör tarafından sağa-sola, yukarı-aşağı hareket ettirildiği ve yakınlaşma-uzaklaştırma yapıldığı, manzaraların afet kameralarının kuruluş emeliyle ilgili olmadığı belirlendi. Rapor sonrasında şüpheliler hakkında soruşturma müsaadesi verildi. Şüphelilerden O.A. ve Ü.Ç. bu karara itiraz etti, lakin Bölge Yönetim Mahkemesi 1. Ceza Dairesi itirazı reddetti.

3 ÇALIŞANA DAVA AÇILDI

İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nca hazırlanan iddianamede, kuşkulu S.M, Ü.Ç. ve O.A.’nın kuruma ilişkin kullanıcı ismi ve şifre girilerek kullanılması gereken kameraları, misyonlarının gereklerine ters formda kullandıkları belirtildi. Kuşkulu S.M.’nin, üzerine atılı argümanları doğrulayacak nitelikte söz verdiği ve pişman olduğunu beyan ettiği, şüpheliler Ü.Ç. ve O. A.’nın ise üzerlerine atılı suçlamaları kabul etmedikleri anlatılan iddianamede, S.M. ve Ü.Ç.’nin atılı kabahati farklı vakitlerde birden fazla kere işlediklerinin tespit edildiği vurgulandı. Bu nedenle S.M. ve Ü.Ç.’nin ‘Zincirleme halde misyonu berbata kullanmak’ hatasından 7 aydan 3 yıl 6 aya kadar mahpusları istenirken; O.A.’nın ‘Görevi berbata kullanmak’ cürmünden 6 aydan 2 yıla kadar mahpusu talep edildi. Şüpheliler hakkında İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi’ne dava açıldı.

MAĞDURLAR TESPİT EDİLEMEDİ

Öte yandan ön inceleme raporlarında ‘Özel hayatın kapalılığını ihlal suçu’ tarafından de inceleme yapılmışsa da bu cürmün soruşturmasının şikayete tabi olduğu olayda kamera manzaralarının uzaktan ve genel nitelikte olması nedeniyle mağdur tespitinin mümkün olmadığından özel hayatın kapalılığını ihlal kabahati tarafından ayrıyeten bir kıymetlendirme yapılmadı. 15 işçi hakkında da takipsizlik kararı verildi.

“ÖZEL HAYATA AİT İMAJ İZLEMEDİM”

Duruşmalarda savunma yapan tutuksuz sanıklardan S.M., “İzlediğim manzaralarda sırf namaz kılan bir bayan vardı. Başkalarını bilmiyorum. Kaldı ki kamerayla en çok oynayan bendim. Göstermiş olduğunuz şahısların özel hayatına ait rastgele bir imaj izlemedim” dedi. Sanık Ü.Ç, “Benim kullanıcı adım bile bulunmamaktadır. Hiçbirini ben izlemedim” derken, sanık O.A. ise “Benim izlediğim imajlarda şahıslar yoktu” diye konuştu.

AMİRLERİ ŞAHİT OLARAK DİNLENDİ

Halen devam eden davada, amirler şahit olarak dinlendi. O periyot grup amiri Y.E. “Kimin ne izlediğini görmedim. Her çalışanın kendi ismine ilişkin oturum açma ismi ve şifresi bulunur. Kimse kimseye vermez. Örneğin ben de vermem, zira oturum açıldığında benim özel bilgilerim görülebilir. Kaldı ki benim yetkim de olan kameraların istikametini değiştirme yetkisi olduğundan ben paylaşım yapmam” diye tabir verdi. Takım amir yardımcısı M.C. de olayla ilgili bilgisinin olmadığını belirterek “İki farklı kamera sistemi mevcuttur. Zelzele kameraları itfaiye kamera komut sistemiyle açıktır. Herkes izleyebilir. Bireye özel değildir. Ortak bir ekrandır. Başka kameraysa görüntü eksperdir. Bu sistem şahsa özeldir. Her çalışanın kendi ismine ilişkin oturum açma ismi ve şifresi bulunur, kimse kimseye vermez” dedi.