Garantör ülkeler Türkiye, Rusya ve İran heyetlerinin iştirakiyle dün başlayan Astana formatındaki Suriye bahisli 21. Yüksek Seviyeli Toplantı sona erdi. Türkiye’yi temsilen Dışişleri Bakan Yardımcısı Ahmet Yıldız’ın başkanlığındaki heyetin katıldığı toplantı sonrasında yayımlanan ortak bildiride, Suriye’de ayrılıkçı gündemlere karşı koyma ve Türkiye ile Suriye ortasında olağanlaşma gayretlerinin sürdürülmesi vurgusu yapıldı.

Suriye’nin egemenliği, bağımsızlığı, birliği ve toprak bütünlüğüne takviyenin bir sefer daha vurgulandığı ortak bildiride, “Suriye’nin kuzeydoğusunda terörle çaba mazeretiyle gayrimeşru öz idare teşebbüsleri de dahil, alanda yeni gerçeklikler oluşturma teşebbüslerinin reddedildiği” söz edilerek “Suriye’nin birliğine ziyan vermeyi amaçlayan ve hudut ötesi ataklar ve Fırat’ın batısından sızmalar da dahil komşu ülkelerin ulusal güvenliğini tehdit eden ayrılıkçı gündemlerle uğraş konusundaki kararlılık” bir kere daha teyit edildi.

“Petrol kaynakları” vurgusu

Bildiride, “Üç ülke, Suriye’ye ilişkin olması gereken petrol kaynaklarının yasa dışı yollarla ele geçirilmesine ve transfer edilmesine karşı olduklarını yinelemişlerdir. Milletlerarası hukuku, milletlerarası insani hukuku ve BM Tüzüğünü ihlal eden tüm tek taraflı yaptırımları ve Suriye’de ayrılıkçı gündemi kolaylaştırarak ülkeyi çöküşe götürebilecek belli bölgelere ait tek taraflı yaptırımları kınamaktadır” sözü yer aldı.

Bildiride, ABD dayanaklı Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) bel kemiğini oluşturan ve Türkiye’nin terör örgütü olarak gördüğü YPG ile bölgedeki Arap aşiretleri ortasında çıkan çatışmalara da değinilerek “Son vakitlerde bölgedeki Arap aşiretleriyle çatışmalara yol açan zorla silah altına alma, barışçıl şovları bastırma, eğitimde ayrımcı siyasetler (uygulama), siyasal aktivistleri, gazetecileri ve hareket özgürlüğünü kısıtlama dahil, Fırat’ın doğusundaki sivillere karşı ayrılıkçı kümelerin baskısının tüm cinslerinden duyulan derin endişe” tabir edildi.

İsrail’e Gazze’deki akınları durdurma çağrısı

Ortak bildiride Gazze’de yaşanan insani felaketten duyulan telaş de lisana getirilerek “İsrail’in Filistinlilere yönelik acımasız hücumlarına son vermesi ve Gazze’ye insani yardım gönderilmesi gerektiği” vurgulandı. İsrail’in Suriye’ye yönelik askeri hücumları da kınanarak bu hareketler “uluslararası hukukun, milletlerarası insancıl hukukun, Suriye’nin egemenliğinin ve toprak bütünlüğünün ihlali” olarak nitelendirildi.

Bildiride ortak maksatlar ise “Terörle çaba, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin iştirakiyle Suriyelilerin inançlı, istekli ve onurlu bir formda geri dönüşü için uygun ortamın yaratılması, siyasi sürecin tekrar canlandırılması ve tüm Suriyelilere manisiz insani yardım akışını sağlamak gayesiyle Türkiye ile Suriye ortasındaki ilgilerin karşılıklı hürmet, âlâ niyet ve âlâ komşuluk bağları temelinde yine tesis edilmesine yönelik uğraşların sürdürülmesi” olarak sıralandı.

ANKA/BK,TY

DW Türkçe’ye VPN ile nasıl ulaşabilirim?