Diyarbakır’da geçtiğimiz yıl çıkan arazi tartışmasında uzun namlulu silahlarla açılan ateşte 9 kişi hayatını kaybetmişti. Olaya ait soruşturma tamamlandı. İddianamede muhtar Behçet Taş’ın aile meclisinde yapılan konuşmada “Alyamaç ailesini bitireceğim. Kim ölecekse ölsün. Ölen ölür” formundaki konuşması da yer aldı.

MÜEBBET MAHPUS TALEP EDİLDİ

İddianamede olayı gerçekleştiren Taş ve Alyamaç ailelerine mensup 31 kişi hakkında birden fazla şahsa karşı tasarlayarak taammüden öldürme kabahatinden ağırlaştırılmış müebbet mahpus talep edildi.

Sanıkların tarlada birbirlerine karşı vahim nitelikli silahlarla gerçekleştirdiği taarruzda Halil, Orhan, Serhat ve Mehmet Can Taş ile Mehmet Emin, Mehmet Selim, Ömer, Yunus ve Muhammet Alyamaç’ın öldüğü belirtildi. Yaralılara müdahale edildiği sırada arazinin hakim doruklarına yerleşen faillerin yaralılara müdahaleyi engellemek için ağır yaylım ateşi açtıkları, jandarma timlerinin tüm ihtarlarına karşın ateşe devam ettikleri kaydedildi. Saldırganların arazi yapısını ve kırsal patika yollarını yeterli bildikleri için araçlarla toz bulutu oluşturup plakası belirlenemeyen bir araçla olay yerinden kaçtıkları belirtildi. Ateşin kesilmesi üzerine tarlada üzerlerinde atak yeleği ve 5 kalaşnikof ile 3 tabanca bulunan 6 cesedin hastaneye kaldırıldığı, 3 yaralının daha sonra hayatını kaybettiği belirtildi.

İddianamede, meyyit ve yaralılara müdahale etmek için olay yerine giden ve akına uğrayan jandarma timi ile mağdur-sanıkların tabirlerine detaylı yer verildi. Dehşet anını anlatan jandarma çalışanı, kaçan saldırganları fotoğraflarından teşhis etti. Otopsi raporlarında ise cesetlerin topuklarından başların kadar tüm bedenlerinde mermi çekirdeği olduğu belirtildi. Olay yeri inceleme takımlarınca geniş bir alanda yürütülen arama ve tarama faaliyetinde ise yüzlerce boş kovan ve mermi çekirdekleri bulunduğu tabir edildi.

AMBULANS KAMERASINA TAKILDILAR

İddianamede, sanıkların katliam öncesi ve sonrasında araç içinde ve açık toprakta yüzleri poşu ile ellerinde kalaşnikof tüfeklerle biçilmemiş buğday tarlasında yürürken ve güvenlik güçlerinin yaralılara müdahalesini engellemek için araçlara ve jandarma timlerine rastgele ateş açarken fotoğrafları da kanıt olarak yer aldı. Bu fotoğrafların bir kısmının sanıklar üzerinden, bir kısmının da ambulansa ve olay yerine giden güvenlik güçlerine ilişkin araçların kamera imajlarından alındığı belirtildi.

İddianamede, geçmişte de uyuşmazlık nedeniyle mahkemelik olan arazinin büyüklüğü ve maddi pahasının yüksek olması, bölgenin toplumsal ve kültürel yapısı nedeniyle aileler ortasında hasımlık başladığı ve devamında 9 kişinin öldüğü olayın yaşanmasıyla noktalandığı vurgulandı. Taş ailesinden maddi gücü olan ve birebir vakitte eski muhtar olan Behçet Taş’ın, Alyamaç ailesinden ise Mehmet Selim ile Ahmet Alyamaç’ın aile meclisinde kelam sahibi oldukları kaydedildi.

ALYAMAÇ AİLESİNİ ÖLDÜRMEK İÇİN YANGIN ÇIKARIP YERE ÇEKMİŞLER

Muhtar Behçet Taş’ın katliamdan 1 ay evvel aile meclisinde, “Alyamaç ailesini bitireceğim. Kim ölecekse ölsün. Ölen ölür” dediği, Taş ailesinin olayı birkaç gün evvelce planladığı, hatta toprağa silahla gelinmesi için kendi ortalarında fikir ve hareket birliğine vardıkları söz edildi. Taş ailesinin uzun namlulu silah ve tam teçhizat ekipmanlarla olay yerine çatışma maksadıyla gittiği belirtilen iddianamede, Alyamaç ailesinin mülkiyetinde bulunan araziyi ateşe vererek Alyamaç ailesini yere çekip katliamın fitilini ateşledikleri vurgulandı. Çıkan yangını görünce söndürmek emeliyle olay yerine giden Alyamaç ailesinin tarlaya gittiklerini gören Taş ailesi ve akrabalarının daha sonra birbirleriyle ağır telefon trafiğine girerek uzun namlulu silahlarla olay yerine gitme halini planladıkları tabir edildi.

Yangına müdahaleye giden Alyamaç ailesine mevzi ve siper alarak organize biçimde ateş açtıkları ve karşılıklı çatışmada Alyamaç ailesinden 5, Taş ailesinden 4 olmak üzere 9 kişinin öldüğü kaydedildi.

Şaban Taş tarafından aile bireylerinin kışkırtıldığı, Behçet Taş tarafından azmettirildiği, Ömer Taş tarafından da aile bireylerinin olay yerine toplandığı, Ömer Taş’ın şahsen traktör üzerinde bulunan Alyamaç ailesine ağır ateş açtığı kaydedildi. Nurettin Taş’ın telefon dinlemesinde, “O öldürdü Serçeler’dekileri” dediği, Pala lakaplı Mehmet Taş’ın da ağır silah kullandığı ve ölenlerden kimilerini şahsen kendisinin vurduğu söz edildi. Katliamdan sonra ölen ve tutuklanıp cezaevine girenlerin ailelerine muhtar Behçet Taş tarafından bir ömür bakılması için aile meclisinin kendi ortalarında karar aldıkları da belirtildi.

Behçet Taş’ın gözlerinin görmediği için her yere oğlu Aziz ile birlikte gittiği ve Aziz’in de katliam sonrasında alacağı cezadan kurtulmak için diğerine ilişkin pasaportla yurt dışına kaçmaya çalıştığı vurgulandı. Kimi sanıkların ise katliamdan çabucak sonra silah kullandıkları için üzerlerinde atış artığı ve svap örneği çıkan elbiselerini konutlarına yakın noktadaki tandırın içinde yakarak, duş aldıkları ve kanıtları gizlemeye çalıştıkları kaydedildi. Birtakım sanıkların ısrarla olay yerinde olmadıklarını ve hatasız olduklarını belirtmiş olmalarına karşın cenaze ve yaralıları almaya gelen ambulansa ilişkin kamera imajlarında ellerinde uzun namlulu silahlarla olay yerinde oldukları tespit edilerek, bu kayıtlar evraka kanıt olarak konuldu.

İddianamede, bölgenin toplumsal ve kültürel yapısı, aile meclisi kararlarının bağlayıcılığı, aile meclisinde alınan kararlarına tüm aile bireyleri tarafından uyulmasının yaptırıma tabi olduğu, aile bireylerinin olaya katılmaması halinde hak argüman edemeyeceklerine dikkat çekildi. Bu nedenle her iki aile meclisince alınan kararlara aşiret kararı üzere aile fertlerinin kesin olarak katılmasının temel alındığı vurgulandı. Olaya katılmayı reddeden aile bireylerinin dava konusu arazi üzerinde hak tez edemeyeceği üzere, bundan sonraki süreçte de meydana gelen olaylarda aile fertleri tarafından dışlanarak korunmayacaklarını bildikleri için tüm aile bireyi olan sanıkların fikir ve aksiyon birliği içinde çatışmaya katılarak 9 kişinin vefatından sorumlu olduklarına işaret edildi. Olayda 7 kalaşnikof tüfek ile 4 tabanca ele geçirilmiş olsa da, olay yerinden toplanan boş kovanların kriminal incelemesinde katliamda 17 başka kalaşnikof tüfek kullanıldığı tespit edildi.

Mahkeme davanın diğer bir vilayette görülmesi için valilikten talepte bulundu

Sanıkların 9 kişiyi tasarlayarak öldürmek, meyyit ve yaralılara müdahaleye giden 9 jandarma timini de öldürmeye teşebbüs etmek hatasından 19 defa ağırlaştırılmış müebbet mahpusla cezalandırılmaları talep edildi. İddianameyi kabul eden Ağır Ceza Mahkemesi, taraflar ortasında hasımlığın devam etmesi nedeniyle davanın güvenlik gerekçesiyle naklini talep etti. Davanın Diyarbakır’da görülmesinin güvenlik açısından sakıncalı olacağı gerekçesiyle diğer bir vilayette görülmesi için Valilikten nakil talebinde bulunuldu.