İstanbul’da 3 kardeşin babaları hakkındaki ihbarı, adeta dehşete düşürdü. 

İddiaya nazaran; olay, 20 yıl evvel İstanbul’da yaşandı. 14 Temmuz 2016 tarihinde V.K. (25) ile isimlerini daha sonra değiştiren Ö.K. (23) ve M.K. (21) isimli kardeşler, Arnavutköy İlçe Emniyet Müdürlüğüne babalarının 2003 tarihinde o sırada 15 aylık olan kardeşleri Armağan’ı öldürdüğünü ve gömdüğünü ihbar etti.

İHBARIN AKABİNDE MEZAR YERİ AÇILDI

Korkunç tezin ardından Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatıldı. Savcılıkça, 9 Haziran 2022 tarihinde sanık babanın gösterdiği yerde fethi kabir süreci yapıldı. Açılan mezarda iki farklı bebek cesedi bulundu, yapılan DNA incelemesinde bulunan bebek kemiklerinden birinin sanık babanın DNA’sıyla uyumlu olduğu saptandı.

İŞKENCE İDDİASI

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına fezlekeyle gönderilen soruşturma sonucunda 27 Ekim 2023’te iddianame hazırlandı. İddianamede, İlahiyat Fakültesi mezunu baba Hüseyin K.’nin İslam dininin gereği üzerine cenaze merasimi düzenlemeden bebeğini erken saatlerde arkadaşıyla defnetmiş olmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığına dikkat çekildi. İddianamede, 2003 yılının kış aylarında, kesin olarak tespit edilemeyen bir tarihte öz oğlu olan 2001 doğumlu Armağan’ı kabloyla başına vurarak, tekme ve yumrukla, eşarpla boğazını sıkarak ve duvara fırlatıp darbederek bebeğin vefatına neden olduğu belirtildi. Sanığın “Olası kastla nitelikli taammüden öldürme” kabahatinden müebbet mahpusla cezalandırılması istendi. Baba Hüseyin K. 13 Şubat’taki ikinci duruşmada tutuklanmıştı.

DAVA GÖRÜLDÜ

İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, tutuklu sanık Hüseyin K. Ses ve İmajlı Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Şikayetçiler E.E. ve V.K. de duruşmada hazır bulundu. Aile Bakanlığı ismine Abdullah Yılmaz da davaya katılma talebinde bulundu.

TEYZE ŞAHİT OLARAK DİNLENDİ

Duruşmada şahit olarak dinlenen çocukların teyzeleri Dudu Bayan A., 2012 yılından beri Hüseyin K.’nin konutundan başka olduğunu söz ederek “Ölmeden evvel çocuğun merdivenden düşüp düşmediği konusunda bilgim yoktur. Bir rahatsızlığı yoktu, orta sıra mevsimsel grip olurdu. O gece çocukla ben Sanığın, başka çocuklarla ortası uygundu, darp etmezdi. Mevt kaydının neden nüfusa bildirilmediğini bilmiyorum” dedi.

Şikayetçi E.E. bu tabire karşı çıkarak “1996 yılından 2012 yılına kadar bizimle yaşamıştır. Çocuklara o bakıyordu. O gelip çocuk öldü demiştir” derken, V.K. ise “Tanık, sanığı yalnızca müdafaaya çalışıyor. Teyzem babamdan da şiddet görmüştür. Oğlu neden 16 yaşına kadar eğitime başlamamış? Bizim gördüğümüz şiddetin mislisiyle fazlasını gördü. Nasıl şiddet gördüğünü tekraren anlattı” dedi. Çocuğunu sanığı okula gönderip görmediği sorulan şahit Dudu Bayan, “Eşimden ayrılınca hiç maddi gelirim yoktu, bu nedenle gönderemedim. Hüseyin gönderebilirsin dedi. Orada kaldığım sürece Hüseyin geçimime yardımcı oldu” diye konuştu.

KUZEN DE DİNLENDİ

Duruşmada Dudu Bayan’ın oğlu Hakan Y. şahit olarak dinlendi. Hakan Y. “Ölen çocuğu hayal meyal hatırlıyorum. 7 yaşındaydım. Sanığın çocuklara vurduğunu görmedim fakat bağırdığını hatırlıyorum. Annemi darbettiğini görmedim. Beni darbetmedi” dedi. Hakan Y. okulu dışarıdan okuduğunu belirtti.Bu tabire karşı kelam alan şikayetçiler, “Yalan söylüyor. 15 yıl yaşadıkları konutta hiçbirşeyi hatırlamıyorlar. Hakan annesini muhafazaya çalışıyor” dedi. Şikayetçilerin avukatı ise, “Tanıkların her ikisi de sanığa sığınmışlardır. Sanığın her türlü ruhsal şiddetine maruz kalmışlardır. Sanığın nasıl bir psikopat olduğunu bilmektedirler” diye konuştu.

TAHLİYESİNİ İSTEDİ

Tanık sözlerinin akabinde tabiri sorulan sanık Hüseyin K. çocuklarının 2016 yılında sebepsiz olarak konuttan ayrıldıklarını tabir ederek “Kötü insanların ellerine düştüler. Yeryüzünde bir tek gerçek bunlar güya. Bunun bir kumpas, kirli bir oyun olduğu ortada. Tahliyemi isterim” dedi.

SAVCIDAN AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET MAHPUS TALEBİ

Duruşma savcısı temel hakkındaki mütalaasında, sanığın beyanlarının ve şahit olarak dinlenen eşinin beyanlarının çelişkili olduğunu, sanığın çocuğun vefatını yetkililere haber vermeden hayatın olağan akışına alışılmamış halde gizlediği, sanığın kabahat kanıtlarının ortaya çıkmaması için bebeği bir öteki bebeğin gömülü olduğu yere gömdüğünü tabir etti. Savcı, sanığın “Kasten öldürme” cürmünden ağırlaştırılmış müebbet mahpusla cezalandırılmasını talep etti. Mütalaaya karşı kelam verilen şikayetçiler, mütalaaya katıldıklarını belirtti. Şikayetçileri avukatları “Savcının eksiği var, fazlası yok” diyerek mütalaaya karşı detaylı beyanda bulunmak için mühlet talep etti.Sanık Hüseyin K. ise “Benim savunmalarım hiçe sayılıyor. Benim kendimi savunmam için tahliye edilmem gerekiyor. Üzerimde çok istikametli kumpas vardır. Söyledikleri üzere vahim bir durum varsa 2016’ya kadar neyi beklediler? İnsanın evlatları tarafından linç edilmeye çalışılması insanlık tarihinde görülmemiştir. Birinci fırsatta gazetelerde, toplumsal medyada fenomen olmaya çalışıyorlar. Ailelerini zıplama tahtası olarak kullanıyorlar. Tutuklanmam kaldırılsın” dedi.

Sanığın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı son savunmalar için ileri bir tarihe erteledi.