Suç örgütü lideri olduğu iddia edilen Ayhan Bora Kaplan’ın içerisinde bulunduğu 28’i tutuklu 61 sanığın yargılanmasına Ankara 32’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Sincan Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’ndeki salonda görülen duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları yer aldı. Mahkeme başkanı duruşmanın sanık savunmalarıyla devam edeceğini ve akabinde belgeyi orta karar bağlayacaklarını açıkladı.

Hakkında bulunan suçlamaları kabul etmeyen tutuklu sanık Mustafa Koç, operasyonların yapıldığı tarihte kendi isteğiyle teslim olduğunu tabir etti.

“BORA KAPLAN’I MEDYADAN TANIYORUM”

2018 yılında “Süvari Kahvesi” isimli yerde bar sorumlusu olarak çalışmaya başladığını anlatan sanık Koç, “Fethi Koyuncu isimli kişi bizim yerimizde vale eksiği olduğu vakit yalnızca vale gönderirdi, oradan tanıyorum. Ayrıyeten Bora Kaplan isimli kişiyi tanımıyorum, yalnızca medyadan biliyorum. Kaplan’la yalnızca nezarethane ve duruşma salonunda yan yana geldim. Rastgele bir örgüte üye olmak yahut faaliyette bulunmak üzere bir teşebbüsüm olmamıştır. Gereğini size bırakıyorum” diye konuştu.

“BORA KAPLAN’DAN CÜRÜM TEŞKİL EDECEK BUYRUK ALMADIM”

Suç örgütüne üye olmadığını tez eden tutuklu sanık Mümin Ali Beldek, “Suç örgütüne üye değilim. 15 yıldır gece alemin de çalışmaktayım. Bu sebepten ötürü yere gelen müşterilerle illaki samimi olmuşumdur. Bora Kaplan ile de bu biçimde tanıştım. Filistin Caddesi’nde boş bir dükkan vardı. Bora Kaplan’la konuşup burayı “Makyaj” adında gece kulübü yapalım dedik, kendisi de olumlu yaklaştı. 8 yıldır de İzmir Çeşme’de çalışıyorum. Bora Kaplan’dan cürüm teşkil edecek bir buyruk almadım” sözlerine yer verdi.

“DİŞLERİ SÖKÜLMÜŞ BİR ŞAHISLA KONUŞSAM KESİNLİKLE HATIRLARIM”

Çankaya İlçe Emniyet Müdürü tutuksuz sanık Necdet A.Ç., Organize Şube Grupları tarafından gözaltına alındığında mevzuyla ilgili hiçbir şey hatırlamadığını söyledi. Hususun anlatılması üzerine hatırladığını sav eden Necdet A.Ç., “Olay günü, komiserlerden birisi gelip bana bir şahsın geldiğini, şahsın dayak yediğini ve hürriyetinden mahrum bırakıldığını lakin çelişkili sözler verdiğini söyledi. Bu hususla ilgili Gasp Ofise ulaşamadıklarını söyledi. Gasp Ofis amirini aradım, kendisine durumu söylediğimde, ‘Konuyu ben zati biliyorum. Siz şahsı gönderin, bende iki güne Esat karakoluna gönderiyorum’ dedi. Şahsı Esat karakoluna gönderdik. Bir gün sonraysa mevzuyla ilgili ne olduğunu merak ettiğim için komiserlerden bir adediyle görüştüm. Komiser bana, ‘Şahıs susma hakkını kullanmak istedi’ dedi. Ben de nasıl bu türlü bir şey olabilir diye tekrar şahsa ulaşmaya çalışalım dedim. Şahısla konuştuğumu hatırlamıyorum. Zira karşımda bu türlü eziyet görmüş iki gün hürriyetinden mahrum bırakılmış vahşice dişleri sökülmüş bir şahısla konuşsam kesinlikle hatırlarım” diyerek savunmasını noktaladı.

“BENİM OTOMOBİLİME BOMBA ATSANIZ DAHİ İŞLEMEZ”

Mahkeme liderinin, Bora Kaplan’a ‘Esenboğa Havalimanında yakalandığı beyaz renkli SUV aracın neden zıhlıydı?’ sorusuna sanık Kaplan, “Biz ticaret yapıyoruz, para taşıyoruz. Duyuyoruz haberlerde. Adamı çevirmişler onu gasp etmişler, öldürmüşler. Bizim çalışanlarımızın başına da bu türlü bir iş gelmesin diye bankadan para çekilirken de bu aracı kullanıyorduk. Zırhlı araç olduğu için dışarıdan taarruz olmaz. Ayrıyeten benim silaha gereksinimim yoktur. Neden? Benim otomobilime bomba atsanız dahi işlemez. Kabahat işlemek gayeli değil bu araç. Büsbütün kendimi savunma amaçlı” dedi.

Sanık beyanlarının akabinde orta kararını açıklayan mahkeme başkanı, tutuklu sanıkların mevcut hallerinin devamına, tutuksuz sanıkların isimli denetim tedbirlerimin devamına hükmetti. Duruşma, 22 Nisan Pazartesi gününe ertelendi.