Petrotek Yönetim Kurulu Lideri Özgür Çağlan Kuyumcu, Petrotek firması tarafından Konya’da memleketler arası standartlarda üretilen Koca Yusuf TP1500’ün üretim ve hizmete girme sürecine ait değerlendirmelerde bulundu.

Kulenin uzun yıllar yapılan çalışmaların sonucu olduğunu kaydeden Kuyumcu, “Biz muhakkak bir müddettir kuleler üretiyorduk. Ama bu derin kapasiteli, yüksek kapasiteli karasal sondaj kulesinin ulusal ve yerli olarak üretilmesi bir AR-GE projesi olarak çıktı. Türkiye Petrolleri Anonim İştiraki (TPAO) önderliğinde çıktı.” dedi.

Kulenin geliştirilmesinde TPAO’nun sondaj deneyimlerinden yararlandıklarını vurgulayan Kuyumcu, “Sahanın gerçek gereksinimleri, Türkiye’nin gerçek şartları nelerdir? Türk sondörleri nasıl çalışır? Bu kuleler, bütün bunlar dikkate alınarak üretildi. Dolayısıyla kuleler aslında standart imalatın çok ötesinde birebir kullanıcı deneyimiyle yoğrulmuş oldu. Alanda gösterdiği başarıda en büyük etken de budur zati. Bu türlü bir eser çıkarmış olmaktan ötürü çok memnunuz.” diye konuştu.

KOCA YUSUF 5 BİN METRE DERİNLİKTE SONDAJ YAPABİLİYOR

Kuyumcu, yaklaşık 6 yıl süren kulenin geliştirilme sürecinde bütün tasarım çalışmalarının tamamlandığını belirterek, “Bir numaralı prototipimiz üretilmiş oldu. Bu ortada çok önemli sertifikasyon sürecinden geçtik. 2019’da API (Amerikan Petrol Enstitüsü) sertifikası aldık. Bu, dünyada petrol dalında imalat yapabilmek için gerekli olan bir sertifikaydı. Böylelikle dünyada buna sahip 16 firmadan biri haline geldik. Türkiye’de bu sertifikaya sahip tek firmayız.” tabirlerini kullandı.

Söz konusu sondaj kulesinin “TP1500 modeli” olarak sınıflandırılmasının 1500 beygir gücü ve 350 ton kanca yük kapasitesinden kaynaklandığına dikkati çeken Kuyumcu, “Bu da 5 bin metre sondaj teorik kapasitesi manasına geliyor. Bunun 43 metrelik mastı var. Kulenin yerden yüksekliği 50 metre oluyor. Yalnızca kule kısmı için bahsediyorum, yaklaşık 40 tır yüküyle taşınabilen bir makine.” diye konuştu.

“BİZİM TEMEL MAKSADIMIZ, İHRACAT”

TP1500’ün birinci eserinin yaklaşık 1,5 yıldır muvaffakiyetle alanda çalıştığına dikkati çeken Kuyumcu, “Çok da âlâ muvaffakiyet sağladı. Arıza yapmadan, teknik sorunlar yaşamadan devam ediyor. Bu ortada TPIC’ten (Turkish Petroleum International) 2 adet daha sipariş almıştık. Bunların da bu sene içinde üretimini bitirip teslim etmeyi düşünüyoruz. Devamıyla ilgili de görüşmelerimiz sürüyor. Bizim temel gayemiz, ihracat. Halihazırda aslında küçük kulelerin civar ülkelere ihracatını yapıyoruz. Lakin karasal sondaj kuleleriyle ve bilhassa Türkiye Petrolleri referansıyla çok daha süratli bir formda ihraç etmeyi istiyoruz. Bu sene sonunda bu kulelerimizle Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki ADIPEC Fuarı’nda görücüye çıkacağız. Çok ağır beğeni toplamasını bekliyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

Kulenin Türkiye’nin gereksinimlerine özel üretildiğini ve yabancı muadilleriyle teknolojik olarak birebir düzeyde bulunduğunu aktaran Kuyumcu, şöyle devam etti:

“Bu kule, son kuşak diyebileceğim elektrikli bir kule. Büsbütün elektrik motorlarıyla denetim ediliyor ve otomasyonla çalışıyor. Buna bir nevi akıllı sondaj sistemi diyebiliriz. Bir operatör var lakin operatör 40 düğmeye basmak yerine joystickten muhakkak komutlar verdiği vakit kule evvelce belirlenmiş sekansları otomatik olarak uyguluyor. Birtakım noktalarda müdafaaya geçiyor. Tehlikeli hareketler, acil durumlar, operatörün dalması ya da bir yanılgı yapması durumunda bunlara müdahale ediyor, ihtar veriyor. Hasebiyle daha emniyetli, daha yanlışsız çalışan bir sistem oluşmuş oluyor. Burada da yazılım büsbütün yerli ve ulusal olarak gerçekleştirildi. Münasebetiyle kuleler, kaynak kodu Türkiye’de olan bir yazılımla denetim ediliyor.”

Kulenin yerli olmasının rastgele bir ambargodan etkilenmeden üretim sağladığını, ihracat geliri ve istihdam açısından da büyük değer taşıdığını tabir eden Kuyumcu, “Sondajın yerli olması muadillerine nazaran maliyette yüzde 30’a varan tasarruf sağlıyor. İkinci avantajı da nakliye. Klasik manada Çin’den ya da ABD’den nakledilmesi gereken 40 tırlık bir yükten bahsediyoruz. Maliyeti milyon doları bulabilen bir nakliye. Türkiye’de üretildiği için buna da muhtaçlık kalmıyor.” değerlendirmesinde bulundu.