Hamas’ın ateşkesi kabul etmesine karşın İsrail Refah’a saldırırken, gözler Batı ülkelerine çevrildi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Tüm Batılı aktörleri İsrail idaresine karşı baskı yapmaya çağırıyorum” kelamlarının akabinde Ankara’nın bu mevzudaki gayretleri arttı. Bir taraftan Güney Afrika Cumhuriyeti’nin İsrail’e karşı Memleketler arası Adalet Divanında (UAD) açtığı davaya müdahil olma hazırlıklarını sürdüren Ankara, başka taraftan üyesi olduğu kuruluşlarda yer alan devletleri İsrail konusunda adım atmaya zorluyor.

Türkiye’nin İsrail konusunda izlediği politikayı kıymetlendiren milletlerarası hukuk uzmanı Doç. Dr. Hakan Erkiner, insanlık için İsrail’e karşı çıkılması gerektiğini, Türkiye’nin her platformda bu bahiste sesini yükselttiğini kaydetti.

“TÜRKİYE’NİN YALNIZ KALMAMASI LAZIM”

Uluslararası hukukta devletlerin İsrail’e baskı yapma imkânları bulunduğunu belirten Erkiner, ticari yahut ekonomik manada alınan önlem kararlarına, “karşı önlemler” denildiğini söyledi. Erkiner “Ülkeler güçlü bir biçimde İsrail’e karşı tedbirler alırsa önemli bir baskı oluşturur. Türkiye de bunu yaptı, tek kalmaması lazım. Ankara, dış siyasette attığı adımlarla önemli liderlik sergiledi. Türk Devletleri Teşkilatı ve İslam İş Birliği Teşkilatında bulunduğumuz nokta ile dünyanın başkanı olduğumuz fiilen gösterildi. Türkiye, başka ülkeler tarafından takip edilirse, tek başına bırakılmaz ise yapılanların bir tesiri olur” dedi.

“SİYONİZME TESLİM OLURSANIZ DEMOKRASİNİZİ DE SAVUNAMAZSINIZ”

Olayın Gazze’den ibaret olmadığını söyleyen Hakan Erkiner “Gazze’de haksızlığa karşı çıkabilmek tıpkı vakitte Türkiye’nin kendi demokrasisine de sahip çıkmasıdır. Dünyada kim siyonizmi eleştirdiyse çabucak o ülkede darbe yahut gibisi teşebbüsler oldu. Siyonizme teslim olursanız demokrasinizi de savunamazsınız. Yapılanlar yalnızca fedakârca öne atılma değil, Türkiye’nin kendi refahı ve gelişmesi için muhtaç olduğu demokratik rejiminin de uzun erimli olarak savunabilme basiretini göstermektir” diye konuştu.

TÜRKİYE’NİN BULUNDUĞU COĞRAFYADA YÜKÜ VAR

Doç. Dr. Ekiner, Türkiye gibi bir bölge gücünün Memleketler arası Adalet Divanındaki İsrail’ karşı açılan soykırım davasına taraf olma iradesini göstermesinin, İslam İş Birliği Teşkilatına üye ve öbür devletler bakımından da bir öncü misyon oluşturacağının altını çizerek “Türkiye’nin bulunduğu coğrafyada bir yükü bulunuyor. Ülkeler, güçlü bir biçimde İsrail’e karşı bu tedbirleri alırsa, bu bir baskı oluşturur” ifadelerini kullandı.

GÖZ GERİSİ EDİLMEMESİ GEREKEN BİR FEDAKARLIK VAR

Türkiye’nin İsrail’in bir numaralı çelik ihracatçısı olduğunu tabir eden Hakan Erkiner “Ortada tahminen de milyonlarca dolarlık yapılmış mutabakatlar var. Fakat tekrar de bu türlü bir önlem kararı alındı. Zira bir halkın geleceği kelam konusu. Göz arkası edilmemesi gereken bir fedakârlık var” halinde konuştu. 

İSRAİL İKTİSADI ZORA GİRECEK

 İsrail basını, Ankara’nın adımının domino tesiri oluşturmasından telaş duyduğunu lisana getirirken 2023 prestijiyle Türkiye’den 5,5 milyar dolar alımı bulunan Tel Aviv, ticaretin kesilmesiyle önemli meşakkat yaşayacak. Bilhassa inşaat kesiminin etkilenmesi beklentiler ortasında. Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Altay Atlı “Şüphesiz ki alınan bu tedbir Gazze’de yaşanan drama karşı bir reaksiyon olarak ele alındığında ticari boyutun çok ötesinde bir mana taşıyor. Türkiye’nin ticareti durdurması İsrail için vakit ve nakit kaybı manasına gelecek. Tüketici ve üreticiler için maliyetler artacak. Ülkedeki enflasyonist baskılar güçlenecek. Bu durumun farklı yansımaları olacağı üzere, başka ülkelerin de İsrail’e ticaret kısıtlaması yapması da beklenebilecek.