İstanbul Ticaret Odası Başkanı (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Türkiye iktisadının yılın birinci çeyreğinde yüzde 5,7 büyümesine ait değerlendirmede bulundu. Avdagiç, “İhracatın büyümeye katkısının artarak devam etmesi için yılın 2’nci yarısında döviz kuru ile enflasyon ortasındaki korelasyonun korunması ehemmiyet arz ediyor” yorumunu yaptı.

Avdagiç, yaptığı yazılı açıklamada, 2024’ün birinci çeyrek büyüme verilerinin öngörülen “dengelenme” sinyallerini verdiğini belirtti.

Avdagiç, şunları söyledi:

“İlk olarak dikkatimizi çeken olumlu ayrıntı, net dış ticaretin büyümeye katkısının 1,6 puan ile tekrar olumluya dönmesi. İkinci kıymetli ayrıntı, sanayi ve yatırımlar kaleminin güçlü ve istikrarlı seyrini müdafaası. AB’deki toparlanmanın bunda tesirli olduğunu düşünüyoruz. Bu iki faktörün iktisadımızı sağlıklı ve istikrarlı büyüme patikasına yerleştireceğine inanıyoruz.”

Şekib Avdagiç, birinci çeyrek büyüme datalarında iç talebin güçlü gelmesine ait olarak da, “İç talebe gelirsek evet hala güçlü, büyümeye en çok katkıyı veren alan. Fakat burada gelen öncü bilgiler, tüketimden tasarrufa dönüşün güçleneceği sinyalini veriyor. Gelen bilgiler uygulanan enflasyonla uğraş programına güç katmıştır. Öte yandan yeşil dönüşüm, sonda vergi uygulaması üzere tesirleri 2026’dan sonra göreceğiz. Bu sebeple orta uzun vadeli düşünüp yatırımlarımızı makul yönlendirmemiz çok önemli” değerlendirmesinde bulundu.

GÜVEN İKTİSADI VE VERİMLİ ÜRETİM SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜMEYİ GETİRECEKTİR

Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği Genel Başkanı Orhan Aydın 2024 yılı 1. Çeyrek büyüme sayılarına ait değerlendirmede bulundu. 

İmalat sanayi üretim endeksi, elektrik tüketimi, hizmet bölümü bilgileri ile Ocak, Şubat ve Mart ayı GSYH öncü göstergeler Türkiye iktisadının 2024 yılının birinci çeyreğinde yüzde 5’in üzerinde büyüyeceğini gösteriyordu.  Açıklanan yüzde 5.7’lik oran iş dünyası olarak bizlerin beklentileri doğrultusunda bir sayı oldu. Yılın kalan çeyreklerinde mevcut uygulanan iktisat formüllerinin etkisini göstermesiyle dezenflasyon ile gayrette çok değer arz ettiğini düşündüğümüz istikrarlı büyüme de devreye girecektir. İstikrarlı, sürdürülebilir büyümeye giden yolda dış talep, verimli üretim üzere bahisleri son derece önemsiyoruz.

Güven iktisadına dayalı, rasyonel, öngörülebilir ekonomik siyasetler ile sürdürülebilir bir büyümenin elde edileceği aşikârdır. Mevcut uygulanan iktisat siyasetlerinin tesiriyle bunu da önümüzdeki aylarda görmeye başlayacak ve hem büyüme tarafında hem de enflasyonla gayret tarafında muvaffakiyet elde ederek rayına oturmuş inanç temelli bir iktisat sistemine kavuşmuş olacağız.