Sıralamalarda 2021’de 601-650 aralığında, 2022’de 551-560 aralığında, 2023’te 501-510 aralığında ve geçen yıl 336. sırada yer alan ODTÜ, 2025 dünya üniversiteleri sıralamasında ise 285. sıraya yükselerek bugüne kadarki en uygun dereceyi elde etti.

Geçen yıl 2 bin 963 üniversitenin değerlendirildiği sıralamada bu sene dünya genelinde önde gelen 5 bin 663 üniversite değerlendirildi ve 1503 üniversite listelendi.

2025 sonuçlarına nazaran ODTÜ, QS Dünya Üniversiteleri Sıralaması’nda listelenen üniversiteler ortasında üst yüzde 18,96’lık muvaffakiyet dilimde yer alarak tüm yılların en yüksek muvaffakiyet düzeyine ulaştı.

Bunun yanında ODTÜ’nün “işveren tanınırlığı” boyutundaki sıralaması son 3 yılda 153 sıra yükselerek dünya genelinde 101. sıraya, “akademik tanınırlık” boyutundaki sıralaması ise 47 sıra yükselerek 286. sıraya yerleşti. ODTÜ bu tarafıyla Türkiye’deki üniversiteler ortasında birinci sırada yer aldı.

– ODTÜ, BUGÜNE KADARKİ EN YÜKSEK SEVİYEDE

ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Verşan Kök, QS 2025 Dünya Üniversite Sıralaması sonuçlarına ait AA muhabirine yaptığı açıklamada, üniversitenin 285. sıraya yerleşerek yıllar boyunca devam eden yükselişini sürdürüp bugüne kadarki en üst düzeye taşıma muvaffakiyetinden ötürü gurur duyduklarını belirtti.

Dünya sıralamalarını 6 farklı gösterge kullanarak gerçekleştiren QS sıralama sisteminin, 2022 sonunda yaptığı bir açıklama ile metodolojilerinde kimi değişiklikler yaptığını lisana getiren Kök, QS’in üniversiteleri “akademik tanınırlık”, “işveren tanınırlığı”, “araştırmacı başına öğrenci sayısı”, “araştırmacı başına atıf sayısı”, “sürdürülebilirlik”, “uluslararası araştırma ağı”, “istihdam sonuçları” ile “uluslararası öğrenci” ve “araştırmacı oranları” olmak üzere 9 göstergeye nazaran değerlendirmeye başladığını aktardı.

Rektör Kök, bu yeni sisteme nazaran, birtakım göstergelerin yüklerinin değiştirildiğini, araştırma ağı, istihdam sonuçları ve sürdürülebilirlikle ilgili kimi yeni göstergelerinde kıymetlendirme sürecine dahil edildiğini anlattı.

YÖK Başkanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı ortasında 2022 yılında imzalanan bir protokolle yürürlüğe giren “Araştırma Üniversiteleri Dayanak Programı” kapsamında araştırma üniversitelerine performanslarına dayalı olarak özel bir AR-GE bütçesi tahsis edilmeye başlandığını hatırlatan Kök, şöyle devam etti:

Prof. Kök, üniversitelerin gelişerek dünyanın önde gelen kurumları ortasında yer alabilmesi için mali kaynaklarının artırılmasının ve araştırma bütçelerinin milletlerarası normlara çıkarılmasının kıymetli bir gelişme olduğunu lakin tek başına tahlil olmadığını belirterek, “Yükseköğretim kurumlarının iç süreçlerini geliştirmeleri, tüm süreçlerinde sürdürülebilir bir kalite seviyesi oluşturmaları, stratejik idare anlayışını benimsemeleri, tüm faaliyet ve varlıklarını kayıt altına alarak kaynaklarını kurumun hedef ve amaçları doğrultusunda harekete geçirebilmek için tesirli bir performans idaresi uygulayabilmeleri son derece kıymetli.” formunda konuştu.

– “2 ANA YAKLAŞIM BENİMSİYORUZ”

ODTÜ olarak sıralama sistemlerini, üniversitenin memleketler arası görünürlüğünü daha da yükseltmek için önemsediklerini vurgulayan Kök, şöyle konuştu:

“ODTÜ’nün sıralama sistemlerindeki muvaffakiyetlerinin giderek yükselmesinde, uyguladığımız tesirli performans idaresi, öğretim üyelerine sağlanan teşvik edici takviyeler, üniversiteye kazandırılan yüksek performanslı araştırmacılar ve kurumsal bilgileri tesirli bir formda yönetebilmek için kurduğumuz Kurumsal Büyük Bilgi İdare Koordinatörlüğü kapsamındaki ayrıntılı çalışmalar çok tesirli oldu. Ölçen, tahlil eden ve ölçüm sonuçlarını kurumsal süreçlerine yansıtan bir idare anlayışını benimsediğimiz ODTÜ’de, dataları kayıt altına almak ve süreçleri kurumsal siyasetlere uygun olarak yürütmek için değerli bir dijitalleşme seviyesi yakalanmıştır. ODTÜ’nün bu kapsamdaki uygulama sonuçları, memleketler arası sıralamalardaki pozisyonunun da yükselmesine değerli katkılar sağladı.

ODTÜ’nün bundan sonraki süreçte sıralamalarda çok daha üst düzeylere çıkması bağlamında 2 ana yaklaşımı benimsediklerini aktaran Kök, “Bunlardan birincisi, araştırmacılarına üretkenlik potansiyellerini daha da yükseltmek için üst seviyede takviyeler sağlamak ve tesirli bir performans idaresi uygulanması. İkinci yaklaşımımız ise kurumun varlık ve faaliyetlerine yönelik bilgilerin sağlıklı bir halde toplanması, tahlil edilmesi ve tahlil sonuçlarını da dikkate alarak dataya dayalı stratejik idare uygulamalarının hayata geçirilmesi.” diye konuştu.

– GAYE, BİRİNCİ YÜZDE 10’LUK DİLİM

Üniversitelerin sıralamalardaki durumlarını değerlendirirken yalnızca kaçıncı sırada yer aldığına değil bedellendirilen üniversiteler ortasında muvaffakiyet seviyesi bakımından birinci yüzde kaçlık muvaffakiyet diliminde yer aldıklarına bakmalarının daha sağlıklı bir kıymetlendirme yapılmasına imkan vereceğini söz eden Kök, “ODTÜ olarak öne çıkan memleketler arası sıralama sistemlerinde (QS ve THE) önümüzdeki iki yılda öncelikli olarak 150-250 bandını, sonraki iki yılda ise kalıcı olarak birinci yüzde 10’luk muvaffakiyet dilimine ulaşmayı hedefliyoruz.” dedi.