“Başkan Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şu halde; 

Milli Eğitim Bakanlığımızın değerli yöneticiler, hürmet bedel konuklar sizleri en kalbi hislerimle selamlıyorum.

Yeni maarif modelimizin ülkemiz için iyi olmasını diliyorum. Bundan 21 yıl önce Türkiye’ye hizmet seyahatimize başladığımızda 4 önceliğimizden birinin eğitim olacağını söyledik ve bu kelamımızı yerine getirdik.

Her yıl bütçede aslan hissesini eğitim için ayırdık. Bütün imkanlarımızı seferber ediyoruz. Her yıl olduğu üzere bu yıl da geleneği bozmayıp 1 trilyon 620 milyar lirayı eğitime ayırdık. Derslik başına düşen öğrenci sayısını birinci öğretimde 23’e, ortaöğretimde ise 22’ye indirdik.

“20 BİN ÖĞRETMENLE EĞİTİM ORDUMUZU DAHA DA GÜÇLENDİRECEĞİZ”

Cumhuriyet tarihimizin en fazla öğretmen ataması yapan hükümetiyiz. Tek seferde 45 bin öğretmeni öğrencileriyle buluşturduk. Bu sene atayacağımız 20 bin öğretmenle eğitim ordumuzu daha da güçlendireceğiz.

“YAKINDA MECLİSDE GÖRÜŞÜLECEK”

Öğretmenlik Mesleği ve Ulusal Eğitim Akademisi kurulmasıyla ilgili kanunun hazırlıklarını tamamladık. İnşallah yakında Meclisimizde görüşmeleri başlayacak.”

“EN BAŞINDA CİNSİYETSİZLEŞTİRME PROJELERİ VAR”

Aile konusu son günlerde altını çizdiğim üzere bizim için hayati kıymete sahiptir. Çocuklar global kültürün dayatmalarına maruz kalıyor. Bunların en başında cinsiyetsizleştirme projeleri var. Çizgi sinemalardan sinema imallerine pek çok alanda evlatlarımız bu projelerle sık sık karşılaşıyor. Her birlikte el ele vererek global cinsiyetsizleştirmeyle çaba edeceğimize inanıyorum.

Dünya değişirken Türkiye nasıl tıpkı kalmıyorsa, eğitim sistemimizin de yerinde sayması beklenemez. Burada değerli olan yenilenmeyle birlikte köklerden kopmamaktır. Maziden atiye köprü kuran özgün bir anlayışla sürecin yönetilmesi gerekiyor. Eğitim sistemimiz daha evvel daha çok ezbere dayanıyordu.

“28 ŞUBAT ARTIKLARINA BUFÜNE KADAR BOYUN EĞMEDİK BUNDAN SONRA DA EĞMEYİZ”

Birileri bu ülkede yasakların kalmasını istemedi. Adaletsizliklerin giderilmesini müfredatın zenginleştirilmesini, okullar ortasındaki eşitliği azalmasını istemedi. Türkiye’de gerçek manada bir sınıfsal değişimin yaşanmaması için her şeyi yaptılar. Bugün hala kümelendiklerini görüyoruz. Geçtiğimiz günlerde Ankara’daki bir ilçede buna tekrar şahit oldu.

Öğrencilerimin mescide davet edilmesi birilerini rahatsız etti. Güya laiklik maskesiyle kendi zihin dünyalarındaki faşizmi gizleyeme çalıştılar. Laikliği din ve inanç zıtlığı üzere anlayan bunu herkese dayatan 28 Şubat artıklarına biz bugüne kadar boyun eğmedik bundan sonra da eğmeyiz.

Bu ülkenin çocuklarıyla inanç kıymetleri ortasına kimsenin girmesine müsaade vermeyiz. Eski Türkiye alışkanlıklarına müsaade etmeyeceğiz.