Türkiye’nin güç siyasetinde yenilenebilir kaynakların hissesi her geçen gün artarken, elektrik bölümü yenilenebilir gücün değerli sac ayaklarından birini oluşturduğu toplayıcılık faaliyetiyle kabuk değiştirmeye hazırlanıyor.

Son yıllarda elektrik gücünde yenilenebilir güç kaynaklarının hissesini büyük ölçüde artıran Türkiye, elektrik üretiminin yüzde 40’ından fazlasını yenilenebilir kaynaklardan sağlama noktasına ulaştı.

Türkiye Elektrik İletim AŞ bilgilerine nazaran, Türkiye’nin elektrikte konsey güç kapasitesi 110 bin 333 megavat düzeyinde bulunuyor. Bu kapasitenin 63 bin 149 megavatını yenilenebilir güç santralleri oluşturuyor.

Yenilenebilir güç kaynaklarında en büyük hisse 32 bin 184 megavat ile hidroelektrik santrallerinin olurken, bunu 14 bin 993 megavat ile güneş, 12 bin 194 ile rüzgar 2 bin 87 megavat ile biyokütle ve 1691 megavat ile jeotermal kapasitesi takip ediyor.

TOPLAYICILAR GÜÇ ÜRETİM VE TÜKETİMİNİN DENGELENMESİNE KATKI SUNACAKLAR

Güçte Dijitalleşme Derneği (EDİDER) Başkanı Elif Düşmez Tek, toplayıcılık faaliyetinin yenilenebilir güç kaynaklarının kullanımında getireceği fırsat ve esnekliğe ait AA muhabirine yaptığı açıklamada, şunları tabir etti:

“Toplayıcılık hizmeti, yenilenebilir güç kaynaklarının daha aktif ve verimli bir biçimde kullanılmasına kıymetli katkılar sağlamayı amaçlamaktadır. Yenilenebilir güç üretimi çoklukla mevsimsel ve hava şartlarına bağlı olarak değişkenlik gösterebilmektedir. Bu durum, üretimde dalgalanmalara ve vakit zaman kapasite fazlasına neden olabilir.”

Toplayıcıların farklı bölgelerdeki yenilenebilir güç üretim tesislerini portföylerine ekleyerek üretim ve tüketimi dengeleyeceğini kaydeden Tek, şöyle devam etti:

“Örneğin, rüzgar gücü üretimi bir bölgede düşerken, güneş gücü üretimi öbür bir bölgede artabilir. Toplayıcılar bu üretim kaynaklarını bir ortaya getirerek istikrar sağlar ve sistemi fonksiyonel tutmaya devam ederler. Mevsimsel değişiklikler nedeniyle kapasite fazlası oluşması durumunda ise toplayıcılar, bu fazla enerjiyi depolama sistemlerinde saklayarak, muhtaçlık duyulduğunda kullanabilir yahut güç piyasasında satarak gücün verimli kullanımına katkı sağlarlar.”

Tek, toplayıcılık faaliyeti yürüten bölüm paydaşlarının ayrıyeten talep tarafı iştiraki hizmetleri sunarak tüketim tesislerinin güç tüketimini optimize etmelerine yardımcı olabileceğini belirterek, “Bu, bilhassa yenilenebilir güç üretiminin yüksek olduğu devirlerde talebin artırılmasını yahut düşük olduğu devirlerde talebin azaltılmasını sağlayacaktır. ” diye konuştu.

TÜKETİCİLER, GÜÇ TÜKETİM ESNEKLİĞİYLE MALİYET AVANTAJI ELDE EDEBİLECEK

Toplayıcılık faaliyetinin tüketim tarafında getireceği fırsatlara değinen Tek, “Toplayıcılık faaliyeti, tüketicilere yenilenebilir güç kaynaklarının kullanımını artırmak için çeşitli fırsatlar sunabilecektir. Örneğin, oluşan uygun durumlarda güç piyasasında farklı üretim ve tüketim tesislerinden elde ettikleri enerjiyi birleştirerek maliyeti düşürebileceklerdir.” değerlendirmesini yaptı.

Tek, talep tarafı iştiraki hizmetleri sayesinde tüketicilerin, güç tüketimlerini daha esnek bir biçimde yöneterek yenilenebilir güç üretiminin yüksek ve hasebiyle fiyatın düşük olduğu periyotlarda daha fazla güç tüketerek maliyet avantajı elde edebileceğini vurgulayarak, kelamlarını şöyle tamamladı:

“Bu kapsamda oluşturulacak piyasaların gelişimiyle toplayıcılık faaliyetleri, tüketicilerin güç üreticisi (prosumer) yahut güç ticareti yapan tüketici (transumer) olmalarına imkan tanıyacaktır. Tüketiciler, kendi ürettikleri yenilenebilir enerjiyi toplayıcılar aracılığıyla güç piyasasında satabilecek yahut depolayarak muhtaçlık duyduklarında kullanabileceklerdir.”