ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, başkent Washington’da düzenlediği basın toplantısında, Memleketler arası Dini Özgürlük Kurulu (USCIRF) tarafından yaklaşık 200 ülke ve bölgede dini özgürlükler konusunda ihlalleri inceleyerek hazırlanan yıllık raporu açıkladı.

Dışişleri Bakanı Blinken, “Bu evrensel hakkın korunması, insanlara kendilerini tabir etme ve topluma tam olarak katkıda bulunabilmek için tüm potansiyellerini ortaya çıkarma gücü verir lakin bugün hala dünya çapında milyonlarca insanın dini özgürlüğüne hürmet gösterilmiyor.” dedi.

Bugün dünyanın dört bir yanındaki hükümetlerin bireyleri maksat almaya, ibadet yerlerini kapatmaya, toplulukları zorla yerinden etmeye ve insanları dini inançları nedeniyle mahpusa atmaya devam ettiğini anlatan Blinken, global ölçekte 2007’den bu yana dini kısıtlamaların en yüksek düzeye ulaştığını gösteren PEW araştırma merkezinin bulgularına atıfta bulundu.

Gazze’de yaşanan çatışmaların akabinde hem antisemitizmin hem de Müslüman aykırılığının (İslamofobi) dünya çapında değerli ölçüde çoğaldığını söyleyen Blinken, ABD ile ilgili ise “Burada da hem Müslümanları hem de Musevileri maksat alan nefret kabahatlerine ve öteki olaylara ait raporlar çarpıcı biçimde arttı.” tabirini kullandı.

Avrupa’da 10 civarında ülkenin dini kıyafetler konusunda kamusal yasaklar getirdiğine değinen Blinken, son vakitlerde Müslüman bayanların dini kıyafetlerine değerli kısıtlamalar getiren Fransa’nın ismini zikretmedi.

Hindistan ve Çin gibi ülkelerdeki kısıtlamalara da işaret edildi

Dışişleri Bakanı Blinken, basın açıklamasında kendine eşlik eden ABD’nin memleketler arası din özgürlüğünden sorumlu büyükelçisi Rashad Hussain ile Hindistan ve Çin’deki “dini baskı ve toplumsal şiddet” olaylarına ait haberlere işaret etti.

Blinken, Hindistan’la ilgili, “Din değiştirme aykırısı maddelerde, nefret telaffuzunda, konutların ve azınlık inanç topluluklarının üyelerine yönelik ibadet yerlerinin yıkılmasında endişe verici bir artış görüyoruz.” dedi.

Hussain ise bu mevzuda, “Hindistan’da Hristiyan topluluklar, mahallî polisin, dinden döndürme faaliyetleri suçlamasıyla ibadet hizmetlerini engelleyen çetelere yardım ettiğini, çetelerin onlara saldırmasına seyirci kaldığını ve akabinde kurbanları din değiştirme suçlamasıyla tutukladığını bildirdi.” diye konuştu.

Raporda, kelam konusu olaylarda Hristiyanların yanı sıra Müslümanların da “zorla din değiştirtmeyi yasaklayan yasalar uyarınca” tutuklandığı bilgisi yer aldı.

Büyükelçi Rashad Hussain, Myanmar ordusunun Arakanlı Müslümanlara (Rohingya) karşı “soykırım kampanyası”nda kullandığı taktiklerin birçoklarını, muhalif olan herkese karşı kullanmaya devam ettiğini belirtti.

Hussain, “Rapor tıpkı vakitte Çin hükümetinin, Müslüman Uygurlara ve Sincan’daki öteki etnik ve dini azınlık kümelerine karşı işlediği insanlığa karşı kabahatlere ve soykırıma da ışık tutmaya devam ediyor.” sözünü kullandı.