5 Temmuz 2008’de hayata gözlerini yuman ‘Yedi Hoş Adam’dan Adil Fazilet Bayazıt için İstanbul Vilayet Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından Topkapı Sarayı’ndaki Alay Köşkü’nde özel bir anma aktifliği düzenlenecek. 

5 Temmuz 2024 Cuma günü saat 14:30’da başlayacak aktifliğe edebiyat dünyasının tanınmış isimleri Ahmet Murat Özel, Furkan Çalışkan, Mustafa Akar katılacak. 

Etkinlik, Alay Köşkü Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat Müze Kütüphanesi’nde gerçekleşecek. 

ADİL FAZİLET BAYAZIT KİMDİR?

Adil Fazilet Bayazıt, 18 Aralık 1939’da Kahramanmaraş’ta dünyaya geldi. İstiklal Ortaokulu’ndan sonra, Kahramanmaraş Lisesi’nde eğitim alan Bayazıt, öğrencilik yıllarında şiirle tanıştı.

Henüz lisedeyken, arkadaşları Cahit Zarifoğlu, Nuri Pakdil, Rasim ve Alaeddin Özdenören’in çıkardığı “Hamle” mecmuasının birkaç sayısında yer aldı. Bayazıt, tekrar Pakdil’in yayına hazırladığı mahalli “Hizmet” gazetesinde sanat ve edebiyat sayfası hazırladı.

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde üniversite eğitimine başlayan şair, daha sonra Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne geçiş yaptı.

1963 yılında vatani vazifesini yerine getirdi ve askerlik bitince Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Türk Lisanı ve Edebiyatı kısmına kaydoldu.

Erdem Bayazıt, Kahramanmaraş Vilayet Halk Kütüphanesi’nde 1967-1972 ortasında müdür olarak çalıştı. Ayrıyeten o yıllarda edebiyat öğretmeni olarak da vazife yaptı. Akabe Yayınları’nın ve Mavera mecmuasının idaresini üstlendi. Akabe’nin İstanbul’a taşınması nedeniyle yine memurluğa döndü.

Çeşitli gazetelerde köşe müellifliği da yapan Bayazıt’ın birinci şiirleri 1958’de ‘Hamle’ dergisi ve ‘Gençlik’ gazetesinin sanat ekinde, sonraki şiir ve yazıları ise “Büyük Doğu”, “Edebiyat”, “Mavera” ve “Yedi İklim” mecmualarında yayımlandı.

Edebiyat etraflarının ‘Yedi Hoş Adam’dan biri olarak andığı ve ‘Mavera’ mecmuasında de yazı işleri müdürlüğü vazifesini yürüten şairin “Sebeb Ey” isimli ilk şiir kitabı, 1972’de edebiyatseverlerle buluştu.

Bayazıt, ayrıyeten Kahramanmaraş milletvekili olarak girdiği TBMM’nin 18. Devir çalışmaları boyunca Ulusal Eğitim ve Etraf Kurulları’nda vazife aldı.

Şairin, Müslümanların emperyalizme başkaldırışını yansıtan şiirleri büyük ilgi gördü. O her vakit şiirde fizik ötesi, tarih ve günlük hayatın yansımalarının görülmesi gerektiğini savundu.

 

Şiirlerinde bildirisi ön planda tutan, şiir anlayışını öncelikle “Büyük Doğu” ve Sezai Karakoç’la biçimlendiren şairin kaleme aldığı son şiirlerini Akabe Yayınları, “Risaleler” ismi altında 1987’de kitaplaştırdı.

Bazı şiirleri İngilizce’ye de çevrilen Fazilet Bayazıt, 1981’de Şenol Demiröz, Yücel Çakmaklı, Ahmet Bayazıt, Çetin Tunca, Halil İbrahim Sarıoğlu ve Necdet Taşçıoğlu’ndan oluşan grupla, Pakistan başta olmak üzere İran, Hindistan ve Afganistan’ı gezdi.

Bayazıt, yaptığı bu iki aylık seyahatte izlenimlerini “İpek Yolundan Afganistan’a” isimli yapıtında topladı.

Daha sonra İstanbul’a yerleşen, çağdaş Türk şiirinin usta şairlerinden Fazilet Bayazıt, akciğer kanseri sebebiyle 69 yaşındayken 5 Temmuz 2008’de İstanbul’da vefat etti.

ERDEM BAYAZIT ŞİİRLERİ

BULMAK

Bir an kayboldun üzere yaşadım kıyameti

Yoruldun fakat buldun ey kalbim emaneti

Yeniden su yürüdü koluma yaprağıma

Bir bakışın can verdi kurumuş toprağıma

Çiçeğe durdu kalbim içtim parmaklarından

Göz çeşmem suya erdi sevda kaynaklarından

Bir aydınlık denizin sonsuz derinliğinde

Yüzüyorum gözünün yeşil serinliğinde

Bir ışık bir kelebek biraz çiçek biraz kuş

Yeni bir ülke yüzün ellerimde kaybolmuş.

Bir an kayboldun üzere yaşadım kıyameti

Yoruldun fakat buldun ey kalbim emaneti

Yeniden su yürüdü koluma yaprağıma

Bir bakışın can verdi kurumuş toprağıma

Çiçeğe durdu kalbim içtim parmaklarından

Göz çeşmem suya erdi sevda kaynaklarından

Bir aydınlık denizin sonsuz derinliğinde

Yüzüyorum gözünün yeşil serinliğinde

Bir ışık bir kelebek biraz çiçek biraz kuş

Yeni bir ülke yüzün ellerimde kaybolmuş.

SEBEP EY!

Ürperir tabiat üfleyince rüzgarı derin gök soluğu

Ulu ses dokununca çarka

Düşer vefatın gölgesi eşyaya.

Başlar esyada hareket kurtulmak icin kendinden

Daha öteye gecmek icin arınmak üzere elbiseden

Yakalar ölümsüzlüğün sonsuz ipini

Sonra ses olur

Zamanın idrak incisi ses döner döner döner de

Yönelir sebebe

Sebeb ey

Sesi damarla çizer

Mutlak kelamı damarda kanla çizer

Uzar bir göz ağrısının gecesi uçsuz bir ırmak gibi

Bir bebeğin birinci hecesi düşer ağzından aniden ve bulur

Sonra toprak sıkışır sıkışır taşar da renk olur tarla da

Güneşin çarpılmış elçisi van gong´la gelir önümüze

Portakalla yayılır karanfilde tutuşur karar kılar denizde

Renk denizde karar kılan ebedi tarla olur.

Renk başkaldırırken helezonlar çizerken ses

Som fatih su fetheder tabiati

Döner döner dögünür eritir dağlari yobaz kayaları

Daha der sığmaz kabına yönelir göğe teslim olur

Ve düşerken toprağa çağırır

Sebeb ey

Her sabah bütün bitkiler iştahlı bir çocuktur

Emer emer emer toprak anayı

O sultan hazinesi o daima veren sonsuz cömert anayı

Yeşil hayat kırmızı hareket sarı sabır emer

Ve beyaz iman çizer sesini

Tamamlar kavisini

Sebeb ey!

YOK ÜZERE YAŞAMAK

Boğuk bir bakışın oluyor senin

Bir girdap derinliğinde kayboluyor gibiyim

Yok üzere yaşamak bu kalkıp kurtulmak üzere kalabalıktan

Durma bana türkü söyle Anadolu olsun

Susuz dudak üzere çatlak olsun

Karanfil üzere olsun kara çiçek üzere solgun yüzün

Durmadan akıyor kalbim ayaklarına bana karanlık bakma

Ağıyorum bir karanlık karayel saçlarına

Çekme ülkemden nar yangını gözlerini

Beni bu kentten kurtar beni yalnız ko git beni

Arıyorum arıyorum o birinci çağ ırmaklarında sedef ellerini

Susmam seni ürkütmesin içimde çağlar var bilmelisin

Katı bir yalnızlık bu bilmelisin

Kaçmam kendimi bulmam ben senden mahrumum düzgün bilmelisin.

Şu yalnızlık çıkmazında önümde niçin sen varsın

Niye her şey bir anda kayıyor sen kayıyorsun

Kalbim niye bu kadar yabancı sen niçin yoksun

Bir sam yüklü geceleri içimden atamıyorum

Niye bunları bir anda unutamıyorum

Hadi tut elimden gök üzere meyyit kadar yalnızım.