Henüz detaylı bir ekonomik plan yayınlamayan Donald Trump, geçtiğimiz haftaki kampanya konuşmalarında “Amerika’yı yine uygun fiyatlı hale getirme” kelamı verdi. Trump, Kamala Harris ve Biden idaresini kalıcı enflasyondan sorumlu tutarken, daha düşük fiyatlar ve uzatılmış vergi indirimleri vaat etti.

Kriz kahini olarak bilinen ekonomist Nouriel Roubini, Trump’ın önerdiği siyasetlerin (genel tarifeler ve 2017 vergi indirimlerinin uzatılması dahil) hem iktisat hem de piyasa için “son derece tehlikeli” bir karışım olduğunu ve sonuçta fiyatların yükselmesine yol açabileceğini söyledi.

Roubini, “Ekonomi ve piyasa için sahiden manalı olabilecek bir dizi siyaset var. Ama onun ticaret, para ünitesi, para ve maliye siyaseti hususlarında yapmak istediği şeyleri gerçek manada ele alırsanız, bu siyasetler son derece tehlikeli olur” dedi.

Goldman Sachs, Trump’ın Çin ithalatına yüzde 60 ve öteki her şeye yüzde 10 vergi getirilmesini içeren tarife teklifinin tüketici fiyatlarını yüzde 1,9 artıracağını kestirim ediyor. Lakin Trump yakın vakitte ithalat tarifelerinin yüzde 20’ye kadar çıkabileceğini öne sürüyor.

Moody’s Analytics baş ekonomisti Mark Zandi de “iyi sonuçlanmayacak, makus bir fikir” olduğunu söyledi. Zandi, “İyi işleyen bir piyasa iktisadının temel taşı bağımsız bir merkez bankasıdır ve bu bağımsızlığı zedeleyecek her şey sahiden çok makûs bir fikirdir. Bu daha yüksek enflasyona ve daha zayıf bir iktisada yol açacaktır ” dedi.

Nobel iktisat mükafatı sahibi Paul Krugman, Richard Nixon idaresinin merkez bankasına politikayı gevşetmesi için baskı yaptığı 1970’lerle karşılaştırmalar yaptı.

Krugman, “Para siyasetinin nitekim önemli biçimde politize edildiği son sefer Richard Nixon dönemindeydi ve sonuçlar felaketti.1970’lerin geri kalanında zıt giden her şeye taban hazırlamaya yardımcı olan nedensiz bir enflasyon patlamasıydı” dedi.