UEFA Avrupa Ligi’nde uğraş eden temsilcimiz Beşiktaş, play-orr tipi birinci maçında deplasmanda İsviçre takımı Lugano’ya konuk oldu.

Stockholm Arena’da oynanan müsabakanın 21. dakikasında Gedson Fernandes’in golü siyah-beyazlıları 1-0 öne geçirdi. 34. dakikada Bislimi’nin golüyle birinci yarı 1-1 sona erdi.

51. dakikada bir kere daha Gedson Fernandes ve 55. dakikada Musrati’nin golleriyle iki farklı öne geçen siyah-beyazlılar, 56. dakikada Steffen ve 63. dakikada Paulista’nın kendi kalesine attığı gollerle mani olamayınca uğraş 3-3 sona erdi. Altı gollü güçlü çabayı Fanatik müellifleri sizler için kıymetlendirdi.

ALİ ECE | ÖNÜ MADRID, GERİSİ ALMERIA

Maç İsviçre’nin Thun kentinde lakin stadın içi güya Beşiktaş Köyiçi üzereydi. Bu sefer Semih yerine Rafa Silva sol önde, Cher Ndour birinci 11’de Colley yerine de Emirhan asıl mevkisi stoperde başladı. Emirhan bir kez baştan Colley’den daha istikrarlı bir stoper karakterine sahip: Beşiktaş maç başlar başlamaz önde organize presle tesirli oldu, Lugano 7’de birinci defa presi aştığında Emirhan kademede karşılarına başarılı bir müdahale ile dikildi. Çabucak akabinde İsviçre ulusal Steffen’i durdurdu. 17’de Gabriel’in kale çizgisinde çıkardığı topta çabucak yanındaydı. 22’de Gabriel’in şahane uzun pası Gedson’un golüyle asiste dönüştü. 30’da Emirhan tekrar akıl dolu bir müdahale yaptı ancak 33’te deneyim eksikliğinin kurbanı oldu ve yenilen golde erken öne çıktı. Tahminen Atiba üzere pres yaptığı kadar kendi ceza alanınında da ekstra kademe yapabilen bir orta saha olsaydı tahminen Beşiktaş o golü yemezdi.

Golden çabucak sonra Emirhan yeniden âlâ bir müdahaleye imza attı lakin Beşiktaş gol öncesindeki oyun üstünlüğünü Lugano’dan bir müddet geri alamadı. Pres yaptıkça oyun üstünlüğünü yakalayan bu Beşiktaş 11’inin orta 3’lüsü kendi kalesine yakın savunmak zorunda kaldığında fazla yumuşak kaldı. Devre sonuna hakikat tekrar ön alan presiyle oyunu dengeleyen Beşiktaş kazandığı toplarda Rafa Silva’nın merkezde oynarkenki kreatifliğini aradı.

Defansif kalite düşük

İkinci yarıda Rafa Silva’nın Gedson’a yaptığı “krampon giymiş Einstein asisti”nde birinci yarıda aradığımız kreatifliği tabanına kadar gördük! Skoru 2-1’e getiren asistte Rafa Silva’nın altın kıymetinde topuğundan ustalık ve topla şiir yazmak mealinde bir sürü yeni GIF üretilebilir! Çabucak akabinde Masuaku solak Beckham tadında bir korner kullanımıyla Musrati’nin başını Beşiktaş da üçüncü golünü buldu. Geçen dönemin en golcüsü Semih’in oyuna girmediği bir maçta bile Beşiktaş üç gol atabilecek ofansif kaliteye sahip.

CEM DİZDAR | SAVUNMADA EKSİKLER

Teknik adamları Giovanni Van Bronckhost’un deyişiyle ‘’stabil’’ görünmese de Beşiktaş kadrosu alanda birbirini bulma konusunda gitgide daha da gelişiyor. Dün akşam birinci yarı boyunca topu mesken sahibine nazaran daha çok elinde tutan da onlardı. Topu sakince gezdirme konusunda önemli meşakkat yaşamadılar. Fakat birinci devrede önde oldukları kısımda yapılmaması gereken iki olumsuzluk durduk yere gol yemelerine yol açtı! Evvel Milot Rashica topu sete çevirmek yerine orta yaparak rakibe verdi! O andan itibaren golü yiyene kadar Beşiktaş bir daha topu ele geçiremedi. O andan kısa mühlet sonra Emrirhan Topçu, maçı birlikte izlediğimiz teknik yönetici arkadaşımın ‘Çıkme, çıkma’ diye bağırışlarına karşın öne atak yaptı. Haliyle alanını boşalttı ve gerisinde oluşan boşluktan Beşiktaş golü yedi! Lakin ikinci devrenin başında iş bir sefer daha değişti.

Ritim kaçınca…

Önce Al Musrati’nin örgütlediği hamlede Rafa Silva estetiğinden gelen ikinci Fernandes golü akabinde Al Musrati kafası! Lakin Ciro Immobile ile Rashica’nın ekipten kopuk kalışları Lugano’nun durduk yere maçı dengelemesine yardım etti. Elbette yalnızca onlar değil genel olarak Beşiktaş kadrosu kısım bölüm önemli kopuşlar yaşadı ve bu dağınıklık anları değerliye patladı. Beraberlik sonrası maç fauller nedeniyle sık sık durunca da tekrar ritm bulmak mümkün olamadı. Beşiktaş ön alan konusunda gitgide derlenip toparlanıyor üzere görünse de hala kadro savunması konusunda önemli eksikleri var. Bu da biraz atakçıların savunma konusunda gruba katılmalarını mecburî kılıyor. Beri yandan set oyunundaki ısrar düzeyinin de yükseltilmesi elzem… Oyundan sıkılıp gereksiz yere şut atıp, orta yapmadan futbolcuları alıkoyması gerek Van Bronckhost’un.

SERKAN AKCAN | FİŞİ ÇEKEMEZSEN…

Avrupa Kupaları’nda temsilcilerimizin kolay gol yeme dönemi son hız devam ediyor. Beşiktaş skoru 3-1’e getirip erkenden fişi çekebilecekken öylesine kolay golleri peş peşe kalesinde gördü ki, Mourinho’nun tabiriyle maçı bir türlü öldüremedi. Van Bronkhorst, Semih’i yedek bırakıp Gedson’u 10 numaraya çektiği için Rafa Silva’yı 4-2- 3-1’in sol kenar forveti olarak izledik. Portekizli maestro, oyunu sol kenardan hakikat kurguladı, uygun irtibat kurduğu Gedson’u daima topun yörüngesinde tuttu. Hele Gedson’un ikinci golünde yaptığı asist olağan dışıydı. Fakat Rafa sol kenarda oynayınca Masuaku’nun savunma yükü ağırlaşıyor. Van Bronkhorst, Muçi’yi oyuna aldıktan sonra Rafa’yı sağda kullandı bu defa de Svensson’un başı ağrıdı. Rafa’nın Beşiktaş’ta en konforlu oynayacağı yer forvet gerisi olacak üzere. Zira ardında Gedson ve Musrati varken daha inançlı ve özgür hissediyor.

Gedson apayrı

Geçen yılın en dalgalı performanslarından birine sahip Gedson Fernandes için farklı bir dönem başlangıcı olduğu kesin. Van Bronkhorst ile yine doğanlardan olduğunu dün gece Lugano karşısında attığı 2 gol ile gösterdi. Görünen o ki, Gedson bu dönem Van Bronkhorst’un prensi olmayı başına koymuş. Hafta sonu sol bek olarak Beşiktaş serüvenine başlayan Emirhan Topçu Lugano deplasmanında yepyeni konumu olan sol stoperde yeterli iş çıkardı.

Beşiktaş orta alanında Ndour ile Musrati fazla üst üste oynuyorlar üzere, rolleri bazen karışıyor. Ndour, fizik gücüyle merkeze dinamizm katıyor ancak pas oyununa katkısını artırması gerek. Yalnızca Musrati ile paslaşmak yetmez kadrosu öne hakikat çıkarırken, tıpkı geçen hafta Antalyaspor maçında olduğu üzere dikine tercihleri de sıklıkla yanlışsız yapması gerekiyor.