Tarım faaliyetlerinden elde edilen eserler için verilen bir zekât olan öşürün, İslam fıkhına nazaran her hasat periyodunda, masraf edilmeden yetiştirilen eserlerde onda bir, sulamanın çiftçi tarafından yapıldığı eserlerde ise yirmide bir oranında verilmesi gerekiyor.

Çiftçiler, öşürlerini gereksinim sahiplerine kendileri verdikleri üzere, yardım kuruluşları aracılığıyla da muhtaçlık sahipleriyle buluşturabiliyor.

“TARIM POTANSİYELİMİZ TOPLUMSAL REFAHA KATKI SAĞLAYABİLİR”

Uzun yıllardır kendisine emanet edilen öşürleri Türkiye’nin yanı sıra dünyanın dört bir yanındaki muhtaçlık sahiplerine ulaştıran İHH, öşür çalışmalarını sürdürüyor.

Türkiye’de büyük bir tarım potansiyeli olduğunun altını çizen İHH Teşkilatlanma Bölge Koordinatörü Fatih Yüksel, “Türkiye, verimli toprakları ve varlıklı ziraî çeşitliliği ile bir tarım ülkesi olarak öne çıkmaktadır. Bu güçlü tarım potansiyeli, sırf ekonomik büyümeye değil, birebir vakitte toplumsal refahın artırılmasına da büyük katkı sağlayabilir” dedi.

“HER HASAT VAKTİNDE ÖŞÜR VERİLMESİ GEREKİYOR”

Toprak eserlerinin zekâta tâbi olması için üzerinden bir yıl geçmesinin kaide olmadığını, bir sene içinde kaç sefer mahsul alınırsa her seferinde hasat vakti öşür vermek gerektiğini söz eden Yüksel, kelamlarını şöyle sürdürdü:

“Öşürün ihmal edilmesi yahut verilmemesi durumunda kişi, dini bir yükümlülüğünü yerine getirmemiş olur. Öşür, toplumsal refahın sağlanması ve güçlendirilmesi açısından da büyük bir ehemmiyete sahiptir.”

“BİNLERCE PROJE UYGULADIK”

Türkiye’de sırf buğday, zeytin, üzüm, mısır ve portakal üretiminden elde edilecek ortalama öşür ölçüsünün 22 milyar lirayı aştığını söz eden Yüksel, İHH’nın öşür çalışmaları hakkında da bilgi verdi. Yüksel, “Vakfımıza yapılan nakdi öşür bağışlarıyla bugüne kadar binlerce gereksinim sahibi aileye dayanak ulaştırdık. Hayvancılık, balıkçılık, tarım projeleri, iş yeri açma, taşıyıcı araçlar temin etme üzere yüzlerce çeşit iş alanına hitap eden projeler geliştiriyoruz ve nakdi olarak verilen bağışlarla stratejik projeler üreterek bağışçılarımızın emanetlerini en hoş halde değerlendirmeye çaba ediyoruz” diye konuştu.

“ÜRÜNLER EN VERİMLİ FORMDA KULLANILIYOR”

Vakfa tıpkı olarak emanet edilen öşürlerin da titizlikle ve büyük bir sorumluluk şuuruyla değerlendirildiğini aktaran Fatih Yüksel, “Bu bağışlar, eserlerin cinsine ve dayanıklılık mühletlerine nazaran sınıflandırılır ve en verimli biçimde kullanılması sağlanır. Stok müddeti uzun olan eserler, vakfımızın tam teçhizatlı lojistik merkezlerinde inançla depolanır, muhtaçlık duyulan anlarda süratle dağıtılmak üzere hazır bekletilir. Bilhassa Ramazan ayında, dağıttığımız besin kolilerinin sayısında büyük bir artış sağlanmaktadır. Öte yandan, meyve ve zerzevat üzere stok müddeti kısa olan eserler, vakfımızın süratli ve tesirli dağıtım ağı sayesinde ya direkt muhtaçlık sahiplerine ulaştırılmakta ya da konserve, reçel üzere uzun müddet dayanabilecek besin hususlarına dönüştürülmektedir” ifadelerini kullandı.

Detaylı bilgi için

Öşürlerini İHH aracılığıyla nakdi ya da birebir olarak muhtaçlık sahiplerine ulaştırmak isteyen bağışçılar,  vakfın internet sitesi üzerinden ya da 0212 631 2121 numaralı bağlantı merkezi üzerinden ayrıntılı bilgiye ulaşabiliyor.