New York Yale Club’ta, “Küresel Belirsizlik Çağında Stratejik İletişim” temasıyla düzenlenen panelde uzman ve akademisyenler, stratejik bağlantıdaki yeni meseleleri, kriz idaresi yaklaşımlarını ve tecrübelerini örneklerle tartıştı.

Birleşmiş Milletler (BM) Küresel İletişim Başkanı Melissa Fleming, video yoluyla yaptığı açılış konuşmasında, BM olarak daha sağlıklı bir gezegende daha barışçıl, sürdürülebilir ve insancıl toplumlar için uğraş ettiklerini söyledi.

Fleming, lakin birtakım güçlerin kendi çıkarları için dünyayı şekillendirmeye çalıştığını belirterek, “Ne yazık ki bu güçler buyruğundaki araçlarla nefret söylemi, yanlış bilgilendirme, manalı tartışmaları kasıtlı olarak rayından çıkarma, toplulukları kutuplaştırma üzere maniler çıkarıyor ve dünya çapında kurumlara olan itimadı aşındırabiliyor.” dedi.

Daha sonra SETA Washington Araştırma Yöneticisi Doç. Dr. Kılıç Buğra Kanat’ın moderatörlüğünde “Krizlerle Çabada Memleketler arası İşbirliği ve İletişim” başlıklı doruğun birinci oturumuna geçildi.

Panelde birinci kelamı alan Altınbaş Üniversitesi Rektörü Prof. Çağrı Erhan, Gazze’de devam eden soykırım, Suriye’deki mülteci krizi, global ısınma, salgın ve zelzelelere işaret ederek, “21. yüzyılda insanlık tarihinin görmediği felaketlerle karşı karşıya olduğumuz bir vakitte bu paneli yapıyoruz.” diye konuştu.

Erhan, konuşmasında Türkiye’nin salgın ve sarsıntı felaketlerindeki kriz idaresi çalışmalarından bahsederek, Türkiye’nin oluşturduğu kurumsal yapılarla bu deneyimini başarılı bir biçimde yalnızca ülke içinde değil 100’den fazla dış ülkeye de aktardığını belirtti.

Florida Üniversitesinden Prof. Linjuan Rita Men, Kovid-19 salgınını örnek vererek, kriz vakitlerinde devletlerin ve milletlerarası kuruluşların birebir gaye doğrultusunda ortak bir yerde buluşması gerektiğine vurgu yaptı.

Stratejik Çalışmalar Enstitüsünden James P. Farwell, memleketler arası münasebetler bağlamında kriz idaresiyle başa çıkmada yapılması gereken en kıymetli şeyin gerçekleri araştırarak ve söyleyerek itimadı tesis etmek olduğunun altını çizdi.

BM Global Bağlantı Dış Erişim Yöneticisi Maher Nasser, global belirsizliklerin olduğu bir çağda krizlere unsurlu bir tavır ve irtibatla yaklaşımın taraflar ortasında inanç oluşturduğunu belirtirken, lakin öte yanda toplumsal medyadaki dezenformasyonların ise bunu zorlaştırdığını tabir etti.

Bilkent Üniversitesinden Doç. Dr. Emel Özdora, sunumunda bilinmeyen global krizlere karşı ülke ve kuruluşların teknolojinin imkanlarını kullanarak evvelce hazırlanması, kriz sırasında yalnızca hakikat ve süratli bilgi paylaşımı değil toplumların duygusal yapılarıyla empati kurması ve kriz sonrasında da sistematik ölçüm ve tahlillerle kıymetlendirme yapması gerektiğinin altını çizdi.

– “KÜRESELLEŞMEYLE BİRLİKTE ARTIK DÜNYA DENETİMİMİZDEN ÇIKTI”

Cumhurbaşkanlığı Bağlantı Başkanlığı Kamu Diplomasisi Daire Lideri Doç. Dr. Oğuz Güner moderatörlüğündeki “Küresel Barışın İnşasında Stratejik Bağlantının Rolü” isimli panelin ikinci kısmında, global belirsizlik çağında stratejik irtibatın global barışa katkısı tartışıldı.

Panelde Louisville Üniversitesinden Prof. Karen Freberg, stratejik bağlantının global bir sanayi ve meslek olduğunu belirterek, bu bağlamda herkesin düzmece haber, yanlış bilgilendirme ve dezenformasyon ile çaba etmesi gerektiğini söyledi.

Galatasaray Üniversitesinden Doç. Dr. Gaye Aslı Sancar Demren, çağdaş çağda risk ve güvenlik kavramlarının hem bireyler hem de toplumlar için kıymetli ölçüde değiştiğine dikkat çekerek, “İletişim araçları, global iklim krizi, salgınlar, kültürel endişelerimizi şekillendirmede rol oynuyor. Globalleşmeyle birlikte artık dünya denetimimizden çıktı.” dedi.

Eski Amerika Türk Koalisyonu Başkanı G. Lincoln McCurdy, ABD ile Türkiye ortasındaki irtibat sıkıntısına dikkati çekerek, “İki ülke NATO müttefiki olsa da ve dünyanın birçok yerinde birlikte çalışsa da değerli bir irtibat sorunu yaşıyor ve bunun en büyük sebebi ABD Kongresi.” sözlerini kullandı.

McCurdy, şayet iki ülke ortasında irtibat sorunu çözülmezse Orta Doğu’da, Kafkaslar’da ve genel olarak bölgede barış, istikrar ve refahın görülemeyeceğini belirterek, güçlü bir ABD-Türkiye ittifakına gereksinim duyulduğunu vurguladı.

Kongre’nin Türkiye’yi sevmeyen belli kümeler tarafından domine edildiğine işaret eden McCurdy, buna tahlil olarak da Türk Amerikan topluluğunun lokal ve ulusal siyasete daha etkin formda iştirakin sağlaması gerektiği tavsiyesinde bulundu.

Panelde son konuşmayı yapan Cumhurbaşkanlığı İrtibat Başkanlığı Dezenformasyonla Gayret Merkezi Koordinatörü İdris Kardaş da Türkiye’nin milletlerarası düzlemde dezenformasyona karşı yaptığı çalışmalardan bahsetti.

Kardaş, örnek olarak İsrail’in Gazze’deki soykırımıyla ilgili bugüne kadar 300’e yakın palavra ve dezenformasyonu ifşa ettiklerini anlatarak, “Biz Türkiye Cumhuriyeti olarak hem kendi ülkemiz hem de insanlık için hakikat çabası veriyoruz.” tabirini kullandı.