Yeni bir araştırma, insanların bir erkeğin yorgunluğunu daha çok fark ettiğini, ancak bir kadının yorgunluğunu göz ardı ettiklerini ortaya koydu. The Insomnia Diaries: How I Learned to Sleep Again kitabının yazarı Miranda Levy, kadınların yorgunlukla nasıl başa çıktığını inceleyerek, bu durumun biyolojik ve toplumsal nedenlerine ışık tutuyor.

Kadınlar Yorgunluklarını Daha İyi Gizliyor

NASA’nın son yaptığı araştırma, kadınların erkeklere göre daha iyi bir şekilde “cesur bir yüz” sergileyerek yorgunluklarını gizlediğini gösterdi. Houston’daki Johnson Uzay Merkezi’nden araştırma psikoloğu Morgan Stosic’e göre yapılan deneyde, gözlemciler kadınların yorgunluk seviyelerini her zaman düşük tahmin ederken, erkeklerin yorgunluklarını olduğundan fazla değerlendirdi.

Kadınlar Daha Az Uyuyor, Ama Daha İyi Dayanıyor

Kadınların erkeklere kıyasla daha az uyuduğu ve uykusuzlukla daha fazla mücadele ettiği uzun zamandır bilinen bir gerçek. 2022’de yayınlanan bir çalışmaya göre, kadınlar erkeklere göre uykusuzluktan daha fazla etkileniyor. Uyku uzmanı Dr. Guy Meadows, “İnsomnia kadınlarda daha yaygın bir durumdur; kliniğimizdeki hasta profili %65 kadın, %35 erkek.” diyor. Kadınlar özellikle stres ve kaygıyla, çocuk büyütme yıllarının zorlukları, yaşlanan ebeveynlere bakma gibi sebeplerle uykusuzluk çekiyorlar.

Ayrıca, kadınlar yaşlandıkça bacaklarındaki huzursuzluk sendromu ve uyku apnesi gibi rahatsızlıklarla daha fazla karşılaşıyorlar. Peki, kadınlar daha az uyuduktan sonra nasıl daha iyi başa çıkabiliyor? Biyolojik bir fark mı var?

Kadınlar, Yorgunlukla Baş Etmede Daha Güçlü

Anne olmanın getirdiği ilk yıllardaki uykusuzluk, kadınları “sürekli gülümseyerek mücadele eden” bir hale sokuyor. Geceleri beş saat uyku ile süt verme, diş çıkarma dönemleri, kabuslarla uyanan çocuklar derken, bu mücadele hiç bitmiyor. Ancak kadınlar, sabahın erken saatlerinde uyanıp işe gidiyor, toplantılara katılıyor ve ardından ikinci bir iş olarak yemek yapıp çocuklarını banyo ettiriyorlar. Pek çok erkeğin bu durumda sızlandığı, istirahat etmek için fırsat aradığı söylenebilir. Bu durum, kadınların üzerindeki baskıyı artırıyor çünkü “eğer ben bu işin altından kalkmazsam, kim kalkacak?” endişesi taşıyorlar.

Evrimsel biyolog ve ilişki uzmanı Mairi Macleod, “NASA’nın araştırması, kadınların sosyal ilişkileri oluşturma ve sürdürme konusunda daha fazla çaba harcama eğiliminde olduklarını gösteriyor” diyor.

Yorgunluğun Fiyatı

Birçok kadın, kötü uykuyu normalleştiriyor ve durumu bir noktada başa çıkılamaz hale gelene kadar sürdürmeye devam ediyor. Bu tutum, özellikle kariyerlerinde ya da evdeki işlerindeki yükleri taşırken daha belirginleşiyor. Uyku uzmanı Maryanne Taylor, kadınların “hızlıca atlatacak” şekilde uyandıklarını ancak uzun vadede tükenmişlik yaşamalarının kaçınılmaz olduğunu belirtiyor. “Kadınlar, uyku sorunlarını normalleştiriyor ve her şeyi devam ettiriyorlar ta ki bir noktada tükenene kadar” diyor.

Derin Uyku ve Kadınların Psikolojik Sağlığı

Kadınlar, derin uyku (slow-wave sleep) açısından erkeklerden daha avantajlı olabilirler. Penn State College of Medicine’den uyku bozuklukları profesörü Dr. Alexandros N Vgontzas’a göre, kadınların yüksek miktarda derin uykuya sahip olmaları, onları bir hafta boyunca hafif uyku eksikliğine karşı daha dayanıklı hale getiriyor. Ancak bu durum, uzun vadede tükenmeye yol açabiliyor. Uzun süre “devam etmek”, tükenmişliğe neden olabilir. Bu nedenle, kadınların kendilerine dikkat etmeleri çok önemli. Taylor, “Baş ağrısı, hazımsızlık, kas ağrıları gibi belirtilere dikkat edilmesi, tükenmişliği önlemek için kritik” diyor.

Kadınların, kendilerini ön planda tutarak uyku sorunlarını göz ardı etmemeleri gerektiği vurgulanıyor. Aksi takdirde, fiziksel ve psikolojik sağlıkları olumsuz etkilenebilir.

Kaynak: Magazin Haberleri